- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
KERİME YILDIZ'DAN: KOMUTANIM!
Belki inanmayacaksınız ama, Yarbay Mehmet Alkan’ın oynadığı oyunu ilk fark edenlerden biriyim. Fakat, yazma cesâreti gösteremedim. Çünkü âilenin acısı çok tâzeydi.
28 Ağustos 2015 Cuma 10:32
Ortalık karıştıran görüntüler ekrana düşünce, derhal, öncesi sonrası dâhil tüm çekime bakarım. Şehid Ali Alkan’ın cenâze törenindeki görüntülerin tamamını seyredince tüylerim diken diken oldu. Her nedense, bir cemaat kanalı, toplumda infial uyandıracak kısmı ballandırarak verirken öncesini vermedi. Anlayın artık.
Ne vardı öncesinde?
Kalabalığı yararak gelen yarbay, birileriyle işâretleşti. Derin bir nefes aldı. Birden, sinek kaydı traşlı yüzünü tabuta kapatarak üç kere “Alim!” diye bağırdı. Sonra doğruldu. Sanki içi yanıp kavrulan o değil… Sanki bir mitingde… Hele de kalabalıkla yürürken. Saydı da saydı.
Sakın bana “Traş da mı olmasın?” demeyin. Yarbay abimi toprağa verirken delireceğimi sandım. Günlerce su içemedim. Cenâzede ağzımdan laf almaya çalışanlara, “Allah’ın takdiri” deyip başımdan savdım. Acımdan saçlarımı avuçladığımı bilirim ama, hiç bağıramadım.
Bunu bir asker yakını yapsa anlarım. Çünkü bu ülkede, askerlik mecbûrî. Çocuğunu istemeden gönderen de var. Ama subaylık, bir meslek ve tercihle subay olunuyor. Savaş sanatını öğrenmek ve lüzûmu hâlinde savaşmak için.
İsteyen, bana, “vicdansız” diyebilir. İsteyen,“hükûmet yalakası” diyebilir; hattâ, “vatan hâini” diyebilir. Umûrumda değil. Ben Müslüman Türk ordusunun şerefine, nâmusuna inanırım. Siyâsîlerin, Ak Parti’nin Türkiye’ye çağ atlatma başarısını filan geçin. Bugünlere geldiysek, milletine silah doğrultmayan, tank yürütmeyen askerler sâyesinde geldik.
Kelle koltukta hareket eden komutanların Peygamber Ocağı ruhuna sâhip çıkmasıyla geldik.
Bu ayki târih sayfalarında, geçmişte kazandığımız zaferlerde ordunun başındaki komutanların duruşunu anlattım ısrarla. Sultan Alparslan,“İsteyen ayrılsın. Ben tek kalsam da savaşırım.” dediği için Malazgirt’i kazandık.
Ya Çaldıran yolunda olanlar?
Cennetmekân Yavuz Selim Han, otağına ok atılınca, “İsteyen geri dönsün. Ben tek kalsam da giderim.” demişti. Çaldıranı böyle kazandık.
Devamı için: http://www.gazetevahdet.com/komutanim-3350yy.htm
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.