02 Kasım 2025
  • İstanbul13°C
  • Ankara7°C
  • İzmir16°C
  • Konya6°C
  • Sakarya9°C
  • Şanlıurfa16°C
  • Trabzon15°C
  • Gaziantep12°C

KOMÜNİZM MANEVİ BUHRANIN TABİİ BİR NETİCESİDİR

Osman Turan'ın ''Türkiye’de Komünizmin Kaynakları'' kitabı, yazıldığı dönemde Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi atmosferi de yansıtması bakımından önemli. Metin Uygun yazdı.

Komünizm manevi buhranın tabii bir neticesidir

28 Ocak 2016 Perşembe 15:21

Komünizm manevi buhranın tabii bir neticesidir

Bu memleketin, bu ülkenin yakın geçmişte yüz yüze geldiği ve karşılaştığı en büyük tehlikelerden birisi komünizmdir. Son bir asır içinde, özellikle 1960 ve 1970’li yıllarda bu tehlikenin boyutları had safhaya ulaşmıştı. Komünizme karşı memleketini seven aydınlarımız, ilim adamlarımız, halkımız ve gençlerimiz büyük mücadeleler vermişler, bu uğurda da çok can kayıpları olmuş, nice çok değerli vatan evladı ve gençlerimiz komünizmle mücadelede şehit düşmüşlerdir.

Komünizmin en büyük hedefi manevi ve kültürel değerlerdir. Dinimiz, dilimiz, ananelerimiz, mukaddesatımız, aile yapımız, tarihimiz; velhasıl milli kültürümüzü oluşturan bütün unsurlar, bu illetin, bu marazın, bu düşmanın yok etmek için, yıkmak için çok büyük uğraşlar verdiği hususiyetlerimizdir.

Geçmişte komünizme karşı büyük mücadele veren ilim adamlarımızdan birisi de merhum Prof. Dr. Osman Turan’dır. Osman Turan Hoca, ilim adamı olmanın yanında bir fikir adamı ve siyaset adamıdır aynı zamanda. Bu yönleriyle de milletine büyük hizmetleri olmuştur. Hoca’nın şu anda yayını olmayan Türkiye’de Komünizmin Kaynakları isimli eseri, onun fikir adamlığı yönünü ortaya koyan çalışmalarından birisidir. Osman Turan, ilmi çalışmalarının yanı sıra Yeni İstanbul gazetesinde de uzun zaman yazılar yazmış. Bu kitabındaki yazılar, Yeni İstanbul gazetesinde yayınlanan yazılardan oluşuyor. Gazete kapanınca burada çıkan konuyla ilgili yazıların bir broşür halinde basılması fikri bu eseri meydana getirmiş. İlk defa 1964 yılında yayınlanan kitap büyük ilgi görmüş ve çok kısa sürede okuyucu tarafından mevcudu kalmayacak şekilde tüketilmiş. 1967 yılında ikinci baskısını yapan kitap, 1980 yılında da üçüncü baskısını yapmış. Üç baskı da Nakışlar Yayınevi tarafından gerçekleştirilmiş.

Komünizm manevi sefaletle beslenir

Kitabın yayınlandığı yıllar komünizmle mücadelenin şiddetli olduğu dönemlerdir. Osman Turan, kitabın çok ilgi görmesini, “milletimizin bu materyalist doktrin karşısında ne kadar hassas olduğunu ve onu kendi kaderiyle ne derece ilgili bulduğunu gösteriyor” sözleriyle açıklar. Komünizmin Türkiye’de son derece süratli bir şekilde azgınlaşarak yayılmasını da, “Başka memleketlerden farklı olarak, iktisadi ve içtimai şartlardan ziyade manevi buhranın tabii bir neticesi olmuş, münevverlere ait kültür, ahlak ve mefkure sükutu sosyalist propaganda ve modanın, kısa zamanda, marazi inkişafına kafi gelmiştir” düşüncesiyle dile getirir. Profesörlerin, yazarların, hukukçuların, sanatkarların, hocaların, yüksek memur, siyaset ve devlet adamlarının yabancı tahriklerin oyuncağı haline gelmesini de, kültür ve mefkure sessizliğinin ne boyutlara ulaştığının bir neticesi olarak görür.

Osman Turan, Türkiye’de komünizm tehlikesi yoktur düşüncesinde olanlara şiddetle karşı çıkar, muhalefet eder. Bunu aldatıcı bir durum olarak görür. Komünizmin kalabalık ve büyük kütlelerin isteğiyle gerçekleştiği yönündeki yaygın olan düşünceyi de kabul etmez: “İçtimai tezatlara ve sınıflar arası derin ayrılıklara rağmen, komünizm hiçbir ülkede büyük kalabalıkların isteğiyle gerçekleşmemiştir. Aksine daima çok küçük, fakat teşkilatlı bir münevver çetenin veya ecnebi tahakkümünün neticesi olarak yerleşmiştir. Hatta K. Marx’ın kehanetlerine aykırı olarak, bu afet ileri değil, geri memleketlere musallat olmuştur.”

Hocaya göre, dini müesseselerin ülkemizde tamamına yakınının yıkılması, nesillerin dini terbiye ve tahsilden mahrum bırakılması, manevi kıymetlerde meydana gelen sarsıntı, maarif ve üniversitelerin sağlam bir aydın kütle yetiştirememesi, aslında çok sağlam, kuvvetli ve ahenkli bir sosyal bünye miras alan Türkiye’yi komünizm tehlikesine karşı çok hassas ve nazik bir duruma düşürmüştür. Bu durum, aynı sarsıntı ve problemleri yaşayan Avrupa milletlerine nazaran bizi komünizme karşı daha dayanaksız hale getirmiştir. Komünizm manevi sefaletle beslenir. Manevi kıymetlerden mahrumiyet Marxizme yaklaşmak demektir. Komünizm tehlikesinin, iktisadi düzeni sağlamakla bertaraf edilebileceği görüşü, hocaya göre hakikat hissesi olmakla beraber sakat ve Marksist bir yaklaşımdır. Zira, komünist cephede mücadele eden varlıklı ve refah sahibi aydınların çokluk teşkil etmesi, hatta içlerinde patronların bulunması, iktisadi düzenin sağlanmasıyla bu tehlikenin ortadan kalkacağı düşüncesini geçersiz kılar. Osman Turan, “Türkiye’de manevi sükutun içinde yüzen aydınlar, mefkure çöküntüsü ile komünizmin kucağına düşerken, işçi ve köylülerin sola itibar etmemesi maddenin rolünü azaltmakta ve manevi kıymetlerin kudretini göstermektedir. Solcuların mukaddesata karşı giriştikleri amansız mücadelenin sebebi de budur” sözleriyle, komünizm tehlikesinin sadece kuvvetli bir iktisadi düzenle geçiştirilemeyeceği yönündeki düşüncesini sağlamlaştırmış, pekiştirmiş olur.

Devam için: http://www.dunyabizim.com/Manset/22897/komunizm-manevi-buhranin-tabii-bir-neticesidir.html

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.