- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler

- İstanbul17°C▼
- Ankara11°C
- İzmir19°C
- Konya11°C
- Sakarya17°C
- Şanlıurfa17°C
- Trabzon18°C
- Gaziantep11°C
KONSÜL/SENATO/TRİBUN
M.Ö. 2. asırda Roma’da yönetimin 3 farklı erke bölünüp birbirlerini dengelemeleri böyle sağlanmıştı.

15 Aralık 2021 Çarşamba 13:36
Devletin organları arasındaki güç dağılımı, her türlü acil durumla yeterince baş edebilecek bir birliği ve anayasal düzeni ifade etmekteydi. Çünkü ne zaman bir dış tehlike bu güçlerin bir araya gelerek tek vücut halinde hareket etmesini gerektirse, bu süreç tüm sınıflar tarafından başarıyla yürütülürken; kamuda ve özel olarak çalışan her birey de elindeki işi başarıyla tamamlamaya odaklanır. Dolayısıyla devletin bu kendine has düzeni, elde edilmek üzere kararlılıkla girişilen her şeyin elde edilmesini kesinleştirir.
İnsanoğlu tarihi süreçte her konuda olduğu gibi yönetişim konusunda da sürekli gelişmeye açık adımlar attı.
Kur’an-ı Kerim’de Yüce Allah, “müminlerin idareleri, aralarında şura iledir” (Şura, 42/38) ve “her konuda onlarla müşavere et” (Al-i İmran, 3/159) ayetlerinin ilk muhatabı ve Elçisi Muhammed Mustafa (s.a.v.) ve Hulefa-i Raşidin (r.anhum) uygulamalarıyla geniş istişare tabanlı bir yönetişime imza atmışlardır.
Bu konuda tarihi süreç içerisindeki adımlardan bahsetmek gerekirse, teorik açıdan Helen, pratik açıdan Roma döneminden bahsedebiliriz.
Yorumlar
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.