- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
 01 Kasım 2025
01 Kasım 2025- İstanbul12°C▼
- Ankara7°C
- İzmir15°C
- Konya8°C
- Sakarya11°C
- Şanlıurfa15°C
- Trabzon18°C
- Gaziantep10°C
KONYA’YA BEŞ ÜNİVERSİTE BİLE AZ OLUR
Yükseköğretimde Türkiye’nin istenilen seviyede olmadığını, 2002 yılında Konya’ya beş tane üniversitenin kurulması gerektiğini söylediğinde herkesin şaşırdığını söyleyen Prof. Dr.

Türkiye ve Konya’da Üniversitelerin Geleceği konulu konferansında yükseköğretimin dünya, Türkiye ve Konya’daki gelişiminden bahseden Prof. Dr. Çalış, Türkiye ve Konya’nın yükseköğretimde istenilen düzeyde olmadığını aktardı. Yükseköğretime geçiş serüvenini anlatan Prof. Dr. Çalış, “Zorunlu eğitimler ile diplomalar ortaya çıktı. Önceden ilköğretim diye bir şey yoktu. Arif, alim, bilgin olmak için ilköğretim, yükseköğretim diye bir şey yoktu. Tabi bunların yerini tutacak şeyler vardı. Ancak zorunlu ilköğretim yetmedi tabi ve bugün yükseköğretime kadar geldik. II. Dünya Savaşı’ndan sonra yükseköğretim patlaması yaşandı. Rakamlarla destek verecek olursak 1985’de 20 milyon olan üniversiteli sayısı, 2010’da 200 milyona ulaştı. Dünyada eğitim genel olarak iki kategoride ele alınır. Bunlar elitist eğitim ve kitlesel eğitimdir. Yüksek gelirli ülkelerde yükseköğretim oranı yüzde 67, ortanın üstünde olan ülkelerde yüzde 42, orta gelirli ülkelerde yüzde 24, ortanın altında gelire sahip ülkelerde yüzde 19 ve düşük gelirli ülkeler olan fakir ülkelerde de bu oran yüzde 6 oranındadır.” dedi.
 TÜRKİYE’DE 180’E YAKIN ÜNİVERSİTE VAR
TÜRKİYE’DE 180’E YAKIN ÜNİVERSİTE VAR
Türkiye’deki yükseköğretim oranının istenilen seviyelerde olmadığının altını çizen Prof. Dr. Çalış, ülkemizde de dünyadaki gibi II. Dünya Savaşı sonrası yükseköğretimde sayının çoğaldığını belirtti. Ancak bu sayısal çoğalmanın bugünkü istenilen seviyede olmadığını anlatan Prof. Dr. Çalış, “Türkiye’de 180’e yakın üniversite var. Türkiye’de 1950’lerden sonra yükseköğretimde okullaşma oranı artmış ancak üniversite sayısına baktığımızda ciddi bir artışın olmadığını görüyoruz. 1982 yılında YÖK kurulduğunda Türkiye’deki üniversite sayısı 19’dur. 2010 yılı itibari ile yükseköğretime gelen öğrencilerin sayısı açık öğretim ve ön lisansla birlikte yüzde 67’yi bulmaktadır. Yine 2010 itibari ile 2 milyon öğrencimiz yükseköğretimde okumaktadır. 2017’den sonra yükseköğretime başvurunun azalacağı yönünde söylemler var. Fakat ben bunun yanlış bir hesap olduğunu sanıyorum. Çünkü ülkemizde en az 50 senedir önü kapatılan bir durum söz konusudur. Ben yine biliyorum ki fırsat verilse lise diplomalı birçok arkadaşımız yükseköğretim okumayı isteyecektir. Ben yine şunu da iyi biliyorum ki, üniversitelerde okuyan birçok gencimiz isteyerek okuduğu bölüme ve üniversiteye gelmedi. Puanı o üniversiteye yettiği, yapacak başka bir şeyi olmadığı için mevcut üniversitesini okuyor” şeklinde konuştu.
Nüfusuna oranla Konya’nın on üçüncü asır Konya’sına oranla üniversiteleşmede geri kaldığını söyleyen Çalış sözlerine şöyle devam etti:
“Bugün için baktığımızda Konya’ya yeni üniversitelerin kurulması gerekir. Konya’da mevcut üniversitelerde okuyan öğrenci sayısı yüz bin ise bunun en nüfusa göre iki yüz bin olması gerekir. Ülke olarak ilmiye sınıfına gereken önemi vermeliyiz. Ülkenin mevcut potansiyelinde ilmiye sınıfı birinci planda tutulmadığı müddetçe başarı sağlayamayız. Eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak için ülke olarak çaba sarf ediyoruz.”
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.