12 Kasım 2025
  • İstanbul15°C
  • Ankara16°C
  • İzmir20°C
  • Konya18°C
  • Sakarya15°C
  • Şanlıurfa24°C
  • Trabzon19°C
  • Gaziantep22°C

KORKU VE SESSİZLİK ÜLKESİNDEN YENİ BAŞLANGIÇLARA

Umran dergisi Ocak 2025 tarihli 365. sayısında Suriye devrimini merkeze alan bir manşetle çıktı. Dergide Suriye devrimine giden süreç, Esed rejiminin çöküşü, güç ve etki mücadelesi gibi konular üzerinde duruluyor.

Korku ve Sessizlik Ülkesinden Yeni Başlangıçlara

07 Ocak 2025 Salı 11:31

Suriye İçin Yeniden Doğuş

Suriyelilerin ömrü müstebit ve mezhepçi uygulamalarla, siyasi, iktisadi ve toplumsal hayatın her alanında baskı uygulayan Baas ideolojisine yaslanan zalim Esed rejiminin insanların gelecekleri ve hayalleri üzerinde yıllarca tahakküm kurmasıyla geçti. Deraa’da devrim ateşinin yandığı Mart 2011’den sonra ise hayatları sırasıyla türlü badireler içeren devrim, çatışma, iç savaş, fitne, uluslararası savaş ve tekrar devrim aşamalarını atlattı. Suriye’de yaşanan gerçek manada devrimdi fakat doğrultusu farklıydı. Kim ne derse desin bir kere isyan askerî ve istihbari kurumlarıyla ülkeyi bir “sessizlik cumhuriyeti”ne dönüştüren rejimin tabii bir sonucuydu. Çünkü yıllarca ülkede ağzını açan herkes susturuldu, her türlü muhalif ses ya hapishanelerde öldürüldü ya göç ettirilerek boğuldu. Hortlak konumundaki şebbihalar kanunların hatta devletin üstünde oldukları için kimse onları yaptıkları usulsüz işler ve işledikleri suçlar sebebiyle sorgulayamaz, yargılayamazdı. 2011’de başlayan ve yenilgiye uğratılamayan halk devrimi 8 Aralık 2024’te başarıya ulaşarak faraziyeye dönüşen bir ülkeyi yeniden gerçekliğe dönüştürmenin kapısını ardına kadar açtı.

Derginin bu çerçevede hazırlanan dosyasına Mustafa Aydın “Eski Küresel Yapılanmanın Merkezinden Yeni Ümmet Yapılanmasının Ortasına: Suriye”, Burhanettin Can “Suriye’deki Yeni Durumu Farklı Açılardan Değerlendirmek”, Ömer Behram Özdemir “Baas Rejiminin Çöküşü ve Şam’ın Fethi Süreci”, Ercan Yıldırım, “Şimdi Sıra… Entelektüalizmde, Yüksek İyi ve Kalitede, Güzidelerde”, Muhammet Furkan Ören, “Reelpolitik, İsrail ve Suriye”, Abdülkerim Suruş ise “Esed Diktatörlüğünün Yıkılması ve Gelecek” başlıklı yazılarıyla katkı sunuyor.

Türkiye ve Dünya Gündemi

Derginin gündem sayfaları Metin Alpaslan’ın Kürt meselesindeki yeni gelişmeleri “Ezberlerden Kurtularak Türkiye’yi Yeniden Düşünmek” yazısıyla başlıyor. İhsan Çapcıoğlu “Dijitalleşen Dünyada Diyanet Hizmetlerini Yeniden Düşünmek” başlıklı yazısında VII. Din Şûrası’nı değerlendiriyor. Mehmet Akın ise Kahire’de toplanan D-8 Zirvesi’ni “Ümitler ve Gerçekler Zaviyesinden D-8 Zirvesi” yazısında analiz ediyor.

 

Arap basınından yapılan çevirilerle devam eden gündem sayfalarında Suriye’deki gelişmeler farklı açılardan yorumlanıyor. Bu çerçevede Azzam Temimi’nin Şam’ın Kurtarılması Filistin Halkına Müjde”, Muhammed Ebu Rumman “Yeni Suriye: Din, Devlet ve İslâmcılığın Geleceği”, Ali Safar “Suriye’nin Geleceği: Güven İnşası ve Katılımcılık”, Kasım Kasır “Suriye, Gelecek Depremlerle Mücadele ve İslâmî Proje” ve Ziyad Barakat’ın “Adonis ve Mihyar Dımaşki’nin İhaneti” başlıklı yazılarının tercümelerine yer veriliyor. Gündem sayfaları Hamid Dabashi “Gazze’ye Savaş: Eleştirmenler Frantz Fanon’un Mirasını Nasıl Çarpıtıyor?” metniyle sona eriyor.

Tasavvuf, İslâmcılık ve 1960 Sonrası İslâmî Uyanış

Derginin Mustafa Kara’nın “Taklit Meselesi ve Tüketim Şehveti”,  başlıklı yazısıyla başlayan kritik bölümü Kâmil Yeşil’in “Erken Dönem Cumhuriyet İslâmcıları Tarikat ve Tasavvufa Karşı mıydı?” metniyle sürüyor. Kamil Ergenç ise kıbleyi savunmak bağlamında “Emperyalizmin İşlevsel Aparatı: Suudi Arabistan”ı  politik tercihleri ve İslâmî şiarları tahfif eden uygulamaları zaviyesinden kritiğe tabi tutuyor.

“Yaşayan İslâm” bölümü ise Aytaç Ören’in  “Cuma Kayıtları” bağlamındaki “Denize Doğru Kaçmak” başlıklı yazısıyla başlıyor. Metin Önal Mengüşoğlu “Şeyho Duman: Geldi Geçti Birkaç Günlük Fasıldı” metninde hatıraları üzerinden Şehyo Duman’ı anlatıyor. Süleyman Arslantaş ise “Zekeriya İyilik’in Ardından” başlıklı yazısında vefatı dolayısıyla matbuat dünyamızın unutulan bir simasını hatırlatıyor.

Ömer Kantarcı “Eleştirmenin Modernizm Sorgulamaları” yazısında Yakup Altıyaorak’ın son kitabını değerlendiriyor. Halim Sezer “Hattat Muhsin Demirel’in Hafızası ve Hatırlattıkları” metninde bir hattatın hayatını ve düşüncelerini ana hatlarıyla ortaya koyuyor. Mevlüde Acartürk ise Suriye’yi en iyi takip eden isimlerden Zahide Tuba Kor’un her kesimden Suriyelilerle söyleşilerinden oluşan ve hayli önemli hatırlatmalar içeren kitabını “Suriyelilerin Haysiyet Mücadelesine Kulak Vermek” başlıklı yazısında ele alıyor.

 

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.