19 Mayıs 2024
  • İstanbul14°C
  • Ankara12°C

LOHUSA SULTAN TÜRBESİ’NİN MÜTHİŞ HİKÂYESİ

Lohusa Sultan Türbesi’nin müthiş hikâyesi

30 Eylül 2021 Perşembe 13:28

Türbe İstanbul’da bulunmaktadır. İstanbul’da nasıl ki her türbenin, her tarihi mirasın bir hikâyesi varsa işte Lohusa Hatun’un da bir hikâyesi var. “Rahime Hatun” veya “Saliha Hatun Türbesi” olarak anılsa da halk arasındaki yaygın adı Lohusa Sultan Türbesi olarak bilinmektedir. Bu hikâye Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nin birinci cildinde geçmektedir.
 
Mezarda doğan bebek Meyyit-Zade’nin hikâyesi asırlardır kulaktan kulağa anlatılmakta, annesinin mezarı özellikle lohusa hanımlar tarafından ziyaret edilmektedir. İşte insanın tüylerini diken diken eden Meyyit-Zade’nin ibretlik hikâyesi...
 
Sultan I.Ahmed Han zamanında yaşamış olan Meyyit-Zâde, fazilet ve irfanıyla meşhur büyük bir Osmanlı âlimidir. Kendisine Meyyit-Zâde, yani “ölünün oğlu” isminin verilmesi, rivayete nazaran başından geçen şu ilâhî tecelli sebebiyle olmuştur.
 
Eşini Allah’a emanet etti
 
Meyyit-Zâde’nin babası yiğit bir Yeniçeri askeri idi. Birçok cengâver gibi o da Sultan III. Mehmed’in 1596 yılında yaptığı Eğri Seferi’ne çağrılmıştı. Fakat o esnada hanımı hâmileydi ve doğumu da bir hayli yaklaşmıştı. Bununla beraber, Allah yolunda cihadı her şeyin üstünde tutan cengâver baba, sefer hazırlıklarını yaparak hanımıyla helâlleşti. Ruhları coşturan kös sesleri ile şimdiden kendisini gaza heyecanına kaptırmıştı. Son defa nur yüzlü vefakâr ve fedakâr hanımına baktı. Doğum esnasında yanında bulunup alâkadar olamayacağı için gönlü mahzun bir hâlde, düşmana kılıç sallayacak olan ellerini edeble Cenâb-ı Hakk’ın ulvî dergâhına açtı. Gözlerine biriken merhamet damlaları arasında dua etti. Duası şöyleydi:
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.