- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
M. SEYFETTİN EROL'DAN: BAĞDATTA MALİKİ DARBESİ!
Irak’ta Cumhurbaşkanı Fuad Mahsum’un Başbakan Nuri Maliki karşıtı Irak Ulusal Şii İttifakı’nın adayı Meclis Başkan Yardımcısı Haydar İbadi’yi hükümeti kurmakla görevlendirmesi, Irak’ta eksik olmayan siyasi tansiyonu bir anda yükseltti.

Irak’ta Cumhurbaşkanı Fuad Mahsum’un Başbakan Nuri Maliki karşıtı Irak Ulusal Şii İttifakı’nın adayı Meclis Başkan Yardımcısı Haydar İbadi’yi hükümeti kurmakla görevlendirmesi, Irak’ta eksik olmayan siyasi tansiyonu bir anda yükseltti.
Kürt, Şii ve Sünnilerin desteği ile cumhurbaşkanı seçilen Kürt siyasetçi Fuat Mahsum’un, seçimlerin üzerinden iki hafta geçmesine rağmen kendisini hükümeti kurmakla görevlendirmemesini anayasanın ihlali olarak yorumlayan Başbakan Nuri Maliki, kendisine yönelik bu oldu bittiyi kabul etmeyeceğini açıklarken; danışmanı katıldığı bir TV pogramında Bağdat’ın kan gölüne döneceği tehdidinde bulundu.
Ve öyle de oldu. Önce iki bomba patlatıldı. Ardından da İbadi’nin evine intihar saldırısı düzenlendi. Maliki’ye bağlı özel birlikler de Bağdat’ta yeşil bölge olarak tanımlanan ve bakanlıklar, büyükelçilikler ve diğer önemli binaları barındıran bölgeyi kuşatma altına aldı. Dolayısıyla ortada öncelikle Şiiler arasında başlayan ve Sünni kesime doğru yayılan yeni bir çatışma ortamı söz konusu.
Nitekim son iki saldırı Şii bölgelerini hedef alıyor. Bu saldırılardan biri Şii camii Hüseyiniye’nin yanında gerçekleştirililirken, bir diğer bomba yüklü araç Bağdat’ın güneybatısındaki Şii mahallesi Zeferaniye’de patlatıldı. Toplamda 19 ölü ve 40 civarında yaralı var.
Irak’ta en büyük Sünni blok olan Muttehidun Koalisyonu’nun başkanı Usame Nuceyfi’nin son açıklamaları da bu tansiyonun daha da yükseleceğini gösteriyor. Maliki karşıtı cephede yer alan Nuceyfi, Maliki’nin Yeşil Bölge’yi kuşatma altına almasını Irak’ı bölme ve iç savaş çıkarma çabası olarak nitelendirdi.
Bir son dakika darbe girişimi olarak da adlandırılabilecek bu girişime ve Maliki’ye şu ana kadar bir destek söz konusu değil. Normal şartlarda İran ile çok iyi ilişkileri olan ve Tahran’ın sonuna kadar desteğini bekleyen Maliki tam bir hayal kırıklığı içerisinde.
Maliki karşıtı cephe oldukça kuvvetli. Gerek içeride gerekse de dışarıda kendisine bir destek söz konusu değil. Dolayısıyla Maliki son kozlarını oynuyor.
Maliki’nin sonunu hazırlayan gelişme şu an için IŞİD tehdidi olarak ön plana çıksa da, asıl neden Maliki’nin Irak’ın bütünlüğü adına yürüttüğü ayrımcı politikalar ve bu kapsamda uyguladığı baskılar. Bunun en somut sonucu ise kendisini iki kesim üzerinde gösterdi: Kürtler ve Sünni Araplar.
Ülkede Irak’ın bütünlüğü adına Sünnileri ezen ve kuzeyde Kürtler ile bir savaşı bile göze alan Maliki, bunu gerçekleştiremediği gibi; başta IŞİD olmak üzere, ülkede El Kaide benzeri bir çok radikal örgütün güçlenmesine de zemin hazırladı. Bu arada, Türkmenleri kazanmaya yönelik politikası da istenen sonucu vermedi.
Irak’ı güçlü bir Şii devletine ve Şii jeopolitiğinin bir parçası haline dönüştürme projesi, içerideki Sünni Arapların ve Kürtlerin direnişi sonucu akamete uğrayınca, bunun faturasını ödemek istemeyen Tahran yönetimi tarafından Maliki’nin bileti kesildi.
Aksi takdirde, bölünmüş bir Irak’ı ve bağımsız bir Kürdistan’ı kırmızı çizgisi ilan eden İran’ın savaşa girmesi kaçınımaz olacaktı ki, mevcut şartlarda İran’ın yeni bir savaşı başlatabilmesi pek olası görünmüyor.
Bu noktada IŞİD’in İran’ın bölgedeki Şii jeopolitiği ile irtibatını kesmeye yönelik hamlelerinin de başarılı bir sonuç verdiğini ve dolayısıyla Nisan 2014’ten bu yana Maliki’nin geleceği konusunda karara varamayan Tahran yönetiminin sonunda bu kararı aldığını görüyoruz.
Nitekim İran Ulusal Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Ali Şamhani de Irak’taki yeni hükümet sürecini destekledilerini açıkladı. Ülkedeki mevcut durumun fazlasıyla hasssas olduğuna dikkat çeken ve Irak Anayasası’nın başbakanın meclisteki çoğunluk tarafından seçilmesini öngördüğünü ifade eden Şemhani’nin yeni başbakan seçimi konusundaki sürecin yasal olduğunu belirtmesi Maliki açısından bir dönemin sonu anlamına geliyordu.
İran dış politkasındaki pragmatizmin ve gerçekçiliğin son göstergelerinden biri olarak Kabul edilebilecek bu gelişmede, Şemhani’nin İran’ın bu sürece destek verdiğini kaydetmesi, Irak’ın bütünlüğü ve istikrarı adına ülkedeki tüm siyasi grupları bu birlikteliğe davet etmesi de İran’ın bu operasyondaki rolünü ve beklentisini ortaya koymaktaydı.
ABD ve İran’ın ortak mutabakatı ile başbakanlık koltuğuna oturtulan Maliki, yine aynı mutabakatla bu görevinden alındı.
Fakat aslı önemli olan husus, ABD ve İran arasındaki mutabakatın ne kadar devam edeceği ve gerçekte neleri hedeflediği. Şu ana kadarki gelişmeler, ABD-İran arasında, Yeni Ortadoğu üzerinden ortak bir gelecek, işbirliği arayışının olduğunu gösteriyor. Buna, önümüzdeki süreçte “Kürdistan Devleti”nin inşası da dahil edilirse, hiç de şaşırmamak gerekir!
IŞİD ve “Kürdistan” burada önemli bir kırılma noktası olacağa benziyor! Bu durum, elbette Yeni Türkiye sürecinin de yakın takibinde…
14.08.2014 Milli Gazete
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.