06 Kasım 2025
  • İstanbul18°C
  • Ankara13°C
  • İzmir18°C
  • Konya15°C
  • Sakarya17°C
  • Şanlıurfa23°C
  • Trabzon18°C
  • Gaziantep18°C

M.SEYFETTİN EROL'DAN: HEDEF, “SÜNNİ İSLAM AKSI” MI?

İsrail, tarihinin en güvenli dönemini yaşıyor desek herhalde abartmış sayılmayız. Nasıl mı? Çok basit, fazla uzaklara gitmeyin ve hemen İsrail’in etrafındaki çevre ülkelere ve içine düşür(ül)dükleri duruma şöyle bir bakın.

M.Seyfettin Erol'dan: Hedef, “Sünni İslam aksı” mı?

Öncelikle birinci ve ikinci halkadaki ülkelerin nüfusunun ağırlıklı olarak Sünni olduğuna dikkatleri çekmek istiyorum. Üçüncü halkada yer alan İran dışında, bölgede Şii ağırlıklı bir diğer devlet ise Bahreyn.

Birinci halkada yer alan ülkelerin başında gündem itibarıyla Suriye geliyor. Ülke, 2011’den bu yana ateş içerisinde. Sorun, Esad ve rejimi olmaktan çıkmış durumda. Ülke, başta komşuları olmak üzere bölgesel bazda etnik ve mezhepsel bir hesaplaşmaya adeta zemin hazırlıyor.

Kilit ülke Suriye...

Ülkenin üçe bölünme olasılığı gündemde. Plan gerçekleşirse, sonuçları itibarıyla bölgedeki Sünni halkları ve devletleri derinden etkileyeceğe benziyor. Bölünme, Sünni-Şii eksenindeki ayrışmayı daha da derinleştirirken, Sünniler arasında da etnik bazda çatışmaya yol açacak gibi. Dolayısıyla, Suriye’de Esad sonrası bir “Alevi Devleti” projesi ile “Kürt Devleti”nin kurulması planları tahminlerin ötesinde bir anlam taşıyor.

Geriye kalan üçüncü parça üzerinde eğer Müslüman Kardeşler ya da Selefiler ile bir takım hesaplar güden ülkeler var ise (Mısır ve Suudi Arabistan gibi), açıkçası yanılıyorlar. Bu son parça, olası diğer iki ülke devlet (Kürt ve Alevi) ile İsrail’in güvenliği açısından bir sigorta...

Pakistan Taliban’ı...

Suriye’de son dakikada oyuna sokulan Pakistan Taliban’ı ise İslam dünyası açısından bir diğer trajikomik durum. Bu bağlamda, El Kaide unsurlarıyla birlikte Pakistan Taliban’ının Suriye’deki varlığı Esad rejimini devirmek gibi gözükse de, arka planda üç temel hedefe hizmet ettiği görülüyor.

Bunlar sırasıyla: 1. Hizbullah’ın gücünü kırmak; 2. Kontrol dışı bir görünüm arz eden ve tasfiye sürecine giren ÖSO’yu bitirmek ya da en azından etkisiz hale getirmek; 3. Başta Türkiye olmak üzere, bölgedeki oyunda yer almaya çalışan ülkeleri ve onların araçlarını etkisizleştirmek.

Dolayısıyla, “radikal Sünni örgütler” üzerinden bölgedeki Sünni yapılar oyun dışına itilmeye, etkisizleştirilmeye hatta tasfiye edilmeye çalışılıyor.

“Sünni Aks”ın ilk hedef devleti...

Gelelim bir diğer ülkeye... Irak, bu noktada Sünni İslam dünyasına yönelik bölgedeki ilk hamleyi oluşturuyor. Saddam ile birlikte aslında iktidardan düşürülen Sünni bir yönetim olup, bu “model” üzerinden bir çok proje hayata geçirilmeye çalışılıyor.

Nitekim, Suriye’de uygulamada olan üçe bölünme senaryosu, ilk defa Irak’ta uygulamaya konmuştu ve neredeyse bire bir...

Bu bağlamda Suriye ve Irak’ta oluşturulmaya çalışılan “yeni uydu devletlerin” kime ve neye hizmet edecekleri oldukça önemli. Türkiye diyenler, açıkçası bir kez daha düşünmek zorunda, en azından mevcut şartlar altında...

Camp David Mısır’ına dönüş mü?

Birinci halka içerisinde yer alan Mısır’da yaşananlara gelince... Çok söze gerek yok. Mısır, “makine ayarlarına” geri döndürülmeye çalışılıyor. Mısır, darbeyle birlikte İsrail’in güvenliği ve Batı’nın bölgedeki çıkarları adına Camp David dengesine çekilme sürecinde...

Mısır üzerinden İslam dünyasındaki yeni arayışlara büyük bir darbe vurulmaya çalışılıyor. Bu kapsamda ön plana çıkartılan ve bir erken doğuma zorlanan “Sünni Aks” da çok boyutlu bir hedef. Bunun kılcal damarlarının oluşturan İslami yapıların ve lider ülkelerin hedef olması da bu açıdan oldukça düşündürücü...

 

22.07.2013 Milli Gazete

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.