- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
04 Kasım 2025- İstanbul16°C▼
- Ankara12°C
- İzmir18°C
- Konya12°C
- Sakarya13°C
- Şanlıurfa18°C
- Trabzon16°C
- Gaziantep13°C
M. SEYFETTİN EROL'DAN: KIRIMDA YAKIN ÇEVRE OYLAMASI!
Bu yazının kaleme alındığı saatlerde Kırım’ın geleceğini belirleyecek olan ve yerel saatle 20.00’ye kadar devam edecek olan kritik referandumda oy verme işlemi başlamış bulunmaktaydı.

***
Dolayısıyla, ortaya konulan sandık sadece yerine getirilmesi gereken “mecburi bir formalite” ve krizde Rusya’nın elini “meşru” kılmaya yönelik bir araç olarak karşımıza çıkıyor! Nitekim, Ukrayna’dan ayrılarak Rusya’ya bağlanma kararı aldığını açıklayan Kırım Parlamentosu, 11 Mart’ta gerçekleştirilen oylamada Kırım Özerk Cumhuriyeti’nin ve Kırım’a bağlı Sivastopol kentinin bağımsızlık ilanına onay vermiş, yayınladığı deklarasyon ile de “Tek taraflı bağımsızlık ilanı, hiçbir şekilde uluslararası hukuku ihlali etmez” açıklamasını yapmıştı.
Bu bağlamda referandum kararı “şeklen” de olsa Ukrayna’ya bağlı Kırım’ın Rusya ile birleşebilmesi için parlamentonun alması gereken hukuki bir şart olarak karşımıza çıkıyor. Bir diğer ifadeyle, Parlamento’nun aldığı bağımsızlık kararının yürürlüğe girmesi için bu referandumun yapılması ve buradan da Rusya’ya bağlanma kararının çıkması gerekiyor.
***
Peki, referandumdan “evet” çıkması durumunda Rusya bunu “hemen” kabul edebilecek mi? Ne de olsa Kırım’ın Rusya ile birleşebilmesi için Rusya Federasyonu Parlamentosu’nun da bu yönde bir karar alması ve Devlet Başkanı Putin’in bunu onaylaması gerekiyor.
Bu husus, o kadar da kolay görünmüyor. Çünkü ortada ciddi bir “tepki bloku” var. Başta ABD olmak üzere birçok Avrupa ülkesinin “referandumun uluslararası hukuka aykırı olduğunu ve sonucunu tanımayacaklarını” açıklamış bulunmaları, öyle ya da böyle Rusya tarafından dikkate alınmak zorunda.
***
Nitekim bu krizde Rusya’nın yanında yer alan Çin de artan tansiyonu düşürmeye yönelik “arabuluculuk” teklifinde bulunmuş durumda. Söz konusu önerinin zamanlaması ve gerekçesi başlı başına dikkat çekici. Rusya’nın BM Güvenlik Konseyi’nde Kırım’daki referandum ve bölgenin statüsüne ilişkin ABD’nin teklif ettiği karar tasarısını veto etmesi üzerine Çin’in BM’deki daimi üyesi Büyükelçi Liu Jieyi Pekin’in endişelerini şu şekilde ifade etmekte: “Güvenlik Konseyi karar tasarısının oylanması, bu aşamada sadece çatışmayı derinleştirecek ve durumu daha da kötüleştirecek. Bu, hem Ukrayna halkının hem de uluslararası toplumun çıkarlarına aykırı. Bu nedenle oylamada çekimser kalıyoruz.”
Arabuluculuk önerisini ise Jieyi; “Çözüm için üç adım teklif etmek isterdik. Birincisi, sorunun siyasi çözümü olasılıklarının kapsamlı bir şekilde incelenmesi için tüm ilgili tarafların temsilcilerin katılacağı bir uluslararası koordinasyon organının bir an önce kurulması gerekiyor. İkincisi, taraflar çatışmayı tırmandıracak tüm eylemlerden kaçınmalı. Üçüncüsü, uluslararası finansal kurumlar, Ukrayna’da ekonomik ve finansal istikrarı destekleme stratejisini geliştirmeli.” şeklinde özetliyor.
***
Gelinen aşama itibarıyla Moskova’nın geri adım atması pek mümkün görünmüyor. En azından, krize verdiği çok sert tepki ve kendini bağlayan bir takım eylem ve söylemler böylesi bir kararlılığı gerektiriyor.
Rusya ancak şu şartlarının kabul edilmesi durumunda geri adım atacak gibi görünüyor: 1. Yakın çevre politikasının ABD ve AB tarafından kabul ve “saygı” görmesi; 2. Bu bağlamda yakın çevresinde meydan darbelerine/müdahalelerine son verilmesi; 3. Ukrayna’da Kasım 2013 öncesine dönülmesi ve bu ülke üzerindeki Rusya çıkarlarının dikkate alınması.
Bu noktada ise, 25 Mayıs oldukça kritik bir tarih olarak karşımıza çıkıyor. Muhtemelen dananın kuyruğu da bu tarihte kopacak!
17.03.2014 Milli Gazete
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.