- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
M. SEYFETTİN EROL'DAN: TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİNDE “TARİHSEL KOD” SORUNU...
İran Cumhurbaşkanı Dr. Hasan Ruhani’nin Türkiye ziyareti “beklenildiği gibi” geçti desek, herhalde çok da yanılmış olmayız.

Oysa bu savaş, iki ülkenin ortak bir geleceği şekillendirme noktasında önemli bir “kriz fırsatı”ydı.
***
Bu arada, Orta Asya ve Güney Asya boyutunu da göz ardı etmemek gerekiyor. Orta Asya devletlerinin küresel güç mücadelesinde ön plana çıkan önemleri ile Afganistan 2014 süreci oldukça önemli bir yere sahip.
Bu noktada, Cumhurbaşkanı Ruhani’nin ilk yurt dışı ziyaretini ŞİÖ Devlet Başkanları Zirvesi gerekçesiyle de olsa Kırgızistan’a gerçekleştirmesi önemli. İran’ın, ŞİÖ üzerinden bölgedeki nüfuz alanını genişletmeye çalışırken, Türkiye’ye yönelik üstü örtülü engellemelerde bulunması da oldukça dikkat çekici...
Bu kapsamda, en azından Türk taşımacılarından her bir sefer için tek yönde ortalama 750 dolar “yakıt fark ücreti” alınmasını izah etmek zorlaşır. Umarız, bu resmi ziyarette bu küçük sorun çözülmüştür... Çünkü, geçen yazımızda belirttiğimiz ve bu ziyarette de dile getirilen “gaz fiyatlarında indirim müjdesini” halen alabilmiş değiliz...
***
Burada, bir diğer önemli sorun ise, İran’ın yeni konjonktüre hızlı adapte olma noktasında attığı adımlar...
İran’ın Batı’ya açılmaya başlaması ve ABD ile başlattığı yeni süreç, hiç kuşkusuz Türkiye ile ilişkilerini de etkileme kapasitesine sahip. Her ne kadar ortada ciddi bir sonuç olmasa da, sürecin başlatılması bile İran ve Batı açısından önemli bir gelişme. İran’ı kısmen de olsa rahatlatan bu durumun kendisini bölge politikalarında hissettirmeye başladığı şimdiden görülüyor. İran’ın, ABD’ye rağmen Afganistan’da ve Irak’ta artan etkinliği ile Suriye’deki pozisyonunu rahatlatan ve manevra alanını genişleten ABD politikası ortada. Dolayısıyla, ABD-İran arasındaki “örtülü mutabakat” Türkiye’nin dikkatlerinden kaçmıyor.
Burada, iki ülke açısından önemli bir sınav daha ortaya çıkmış vaziyette: Irak! Bu sorunda tarafların ortaya koyacağı tavır, hiç kuşkusuz, önümüzdeki sürece yönelik ikili işbirliğiyle de ilgili önemli sinyaller verecektir.
***
Toparlamak gerekirse... Söz konusu ziyaret kapsamında tarafların verdiği mesaj; “temkinlilik”, savaşa varabilecek “provokasyonlardan” uzak durmak, “kontrollü rekabet/mücadele” ve mümkün mertebe bu şartlarda “işbirliğini” geliştirebilme yolları olarak karşımıza çıkıyor. Bu kapsamda da yıllardır devam eden, bir türlü gerçekleşmeyen “yakın işbirliği” çağrıları devam edecek gibi; “Sayın Ruhani’nin ziyareti, geleneksel komşuluk ilişkilerinin ötesinde derin tarihi ve kültürel bağlara sahip olduğumuz İran’la son dönemde gelişme gösteren ilişkilerimizin daha da ileriye taşınmasına katkı sağlayacaktır.” örneğinde görüldüğü üzere...
İşte tam da bu noktada, çok uzaklara gitmeden her iki ülkeye D-8’in varlığını hatırlatmak gerekiyor. Sayın Ruhani’nin Türkiye ziyaretinde gündeme gelen ve bizzat kendisi tarafından ifade edilen; özü itibarıyla uygulanabildiği takdirde jeopolitik dengeleri alt üst edebilecek, tarihin seyrini değiştirme kapasitesi taşıyan; “Raylı sistemlerimizi birleştirelim. Basra Körfezi ve Hazar Denizi’ni Akdeniz ve Karadeniz’e bağlayalım” çağrısı oldukça önemli bir yere sahip.
“Tarihi İpekyolu”nun günümüzdeki modern versiyonu olan bu çağrının coğrafi alanının aynı zamanda iki ülkenin temel sacayaklarını oluşturduğu D-8 ve ECO coğrafyasından geçtiğini de bir kez daha hatırlatalım...
12.06.2014 Milli Gazete
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.