- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
05 Kasım 2025- İstanbul17°C▼
- Ankara18°C
- İzmir22°C
- Konya19°C
- Sakarya19°C
- Şanlıurfa26°C
- Trabzon18°C
- Gaziantep24°C
M. SEYFETTİN EROL'DAN: TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİNDE “ÜÇ SEÇENEK”
İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarifi iki gün önce günübirlik bir ziyaret gerçekleştirdi.

Gerçi, içinde bulunduğumuz şu kaotik ortamda eleştirilerin dışında kayda değer bir katkı beklemek de zor. Ama bu bir mazeret olmamalı. Çünkü neredeyse son iki yüzyılımız hep kriz içinde ve bu dönemde yeni bir dünya imparatorluğu bile doğdu. Dolayısıyla, krizlerle yaşamayı öğrenmek ve ona göre yeni bir tarz-yönetim şekli geliştirmemiz artık kaçınılmaz.
Asıl konumuza tekrar dönecek olursak... Bu üç seçenek öncesi, ziyaretin zamanlaması ve Zarifi’nin verdiği mesajlar üzerinde durmak istiyorum. Böylece, Türkiye-İran ilişkilerinde, en azından Tahran boyutuyla hangi seçeneğin ön planda tutulduğunu ve hangi sorunların çözümü noktasında ortak bir gündem oluşturulma gayreti içinde olunduğunu görmüş olacağız.
Zamanlama olarak karşımıza şu gelişmelerin çıktığına şahit oluyoruz: 1. Cenevre-2’ye doğru Suriye’de yaşanan gelişmeler ve özellikle “Kuzey Suriye” boyutunun ve bu bağlamda “Kürt Sorunu”nun almaya başladığı yeni boyut (ve bunun İran tarafında yol açtığı kaygılar) ve çözüm noktasında Suriye’de seçim süreci (burada Türkiye’nin Esad noktasındaki duruşu kırılmaya çalışılıyor); 2. Bu sorunu da içinde ihtiva eden Irak’taki olaylar (özellikle de “Kuzey Irak” ve El Kaide türü radikal yapılanmalar) ve Irak’ın geleceğini çok yakından ilgilendiren seçimler (süreçte Sünni-Şii rekabeti-çatışma boyutu halen güncelliğini korurken, Türkiye’nin burada ortaya koyacağı tavır İran’ı da çok yakından ilgilendiriyor); 3. İran’ın nükleer programı hakkındaki P5+1 müzakereleri; 4. “17 Aralık operasyonu” ve burada İran’ı da çok yakından ilgilendiren Halkbank ve Reza Zarrab olayı (bu gelişmelerde adı geçen İranlı işadamı Babek Zencani’nin gözaltına alınması sonrası ziyaretin gerçekleşmiş olması oldukça dikkat çekici).
Gelelim Zarif’in verdiği mesajlara... Onları da şu şekilde özetleyebiliriz: 1. Başbakan Erdoğan’ın Tahran ziyareti ve iki ülke arasında “Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi”, tercihli ticaret ve diğer bazı alanlarda işbirliğini öngören anlaşmaların imzalanması hususu; 2. İki ülke arasında enerji, ulaştırma, ekonomi, ticaret, bilim, teknik, kültür ve diğer alanlardaki ilişkileri geliştirme ve derinleştirme arzusu; 3. Karşılıklı bağımlılığı arttırma ve daha güçlü siyasi ilişkilerin tesisi noktasında 30 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefine ulaşılması zorunluluğu ve iki ülke vatandaşlarının karşılıklı ziyaretlerini, ikametlerini kolaylaştıracak konsolosluk işlemlerinin geliştirilmesi; 4. Cumhurbaşkanı Ruhani’nin Türkiye’ye yapacağı ziyaret; 5. Üçüncü ülkelerin bu süreci sabote etme olasılıkları.
İki ülke halkının daha da yakınlaşmasını sağlayacak ortamın ve şartların mevcut olduğunu kaydeden Zarifi’nin süreci sabote etmeye çalışabilecek üçüncü taraflara yönelik şu uyarısı da oldukça önemliydi: “Umarım üçüncü ülkeler, İran ve Türkiye halklarının faydasına ve bölgenin istikrarına, barışına katkısı olan iki ülkenin ilişkilerine karışmaktan kaçınırlar ve daha da gelişmesi gereken bu ilişki devam eder.”
Türkiye ve İran’ın görüşlerini şeffaf ve açık bir şekilde ortaya koymasının, ortak noktalarda işbirliği yapmasının, görüş farklılığı olan konuları da sadakat, dostluk ve kardeşlikle ele almasının altını çizen Zarif’in bu açıklamaları bizi tam da IPIS’ta yapılan toplantıdaki üçüncü seçeneğe yöneltiyor...
Sabırla beklediğiniz bu üç seçeneğe gelince, onlar da şu şekilde karşımıza çıkıyorlar: 1. “Çaldıranizm”; 2. “Davutoğlu yaklaşımı”; 3. “Büyük Selçuklu Modeli”.
“Şimdi bu da ne böyle son dakikada” diye itiraz edebilirsiniz. Haklısınız da... Bir sonraki yazımda bunlar üzerinde daha detaylı duracağım, eğer olağanüstü gelişmeler yaşanmaz ise...
06.01.2014 Milli Gazete
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.