- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
M. ŞÜKRÜ HANİOĞLU'DAN:BİR SENE SONRA "GEZİ"
Toplumu derinden etkileyen gelişmelerin soğukkanlı biçimde değerlendirilebilmesi için uzun sürelere ihtiyaç duyulmaktadır.

Benzer şekilde "hayat tarzı"nı "özel yaşam" ile özdeşleştirerek onu müdahaleden korumaya çalışan, "özgürlük" talep eden örgütsüz bir "bireyci" çekirdek, "kendi hayat tarzı"nı çağdaşlık ve modernlik tekeli üzerinden topluma dayatmak isteyen Weberyen bir "statü grubu"nun "yasakçılık" istemini dile getiren "tecemmüî" örgütlü kalabalıkları arasında kaybolmuştur.
İki "Gezi"
Bunun neticesinde modernliğin mega retoriklerinin protestosu ile özel yaşamı müdahaleden koruma talebi bunlarla taban tabana zıt söylemleri sahiplenen bir eylemciliğe dönüşmüştür.
Gelişmeden yeni bir 28 Nisan çıkartmaya çalışan 1960 model "Olur mu böyle olur mu?" inkılâpçılığı, onun üzerinden Soğuk Savaş dönemi solculuğunun en büyük sorunu olan "kitleselliği" sağlamaya gayret eden "platform devrimciliği," yatay katılım taleplerini "seçim cici demokrasinin anlamsız bir aracıdır" tezinin malzemesi haline getiren seçkinci vesayetçilik , her toplumsal olaydan "1919 koşulları" devşirmeyi ümit eden ulusalcılık ve protestocu kimlik siyaseti yapılarının başını çektiği örgütlü katmanlar "Gezi çekirdeği"ni kuşatmışlardır.
Bunun neticesinde de hareketin temel "özne" ve "niteliği" değişmiş, kitlesinin, doğası gereği güçlü olmayan türdeşliği daha da azalmıştır. Böylece doğuşundakilerle benzeşmeyen talepleri farklı eylem biçimlerini ile ortaya koyan yeni bir "Gezi" hareketi şekillenmiştir.
"Gezi Olayı"nın hızlı evrim ve dönüşümü, onun siyasetin "yasakçı," "dayatmacı" ve "anakronik" unsurları tarafından el konularak araçsallaştırılması ve eylemciliğin hareketin ikinci aşamasında "istemezükçüler dayanışması" şeklini almış olması, bu alanda yapılacak monolitik bir kavramsallaştırmayı anlamsız kılmaktadır.
Hareketin birinci aşamasındaki "özne"nin de bu dönüşümü benimsemediği ortadadır. Ancak sorun, onun sesinin, hareketi gasbedenlerin yüksek perdeden sloganları arasında duyulmaz hale gelmesidir.
Yazının devamı için:http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/hanioglu/2014/06/08/bir-sene-sonra-gezi
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.