- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler

- İstanbul17°C▼
- Ankara20°C
- İzmir22°C
- Konya20°C
- Sakarya17°C
- Şanlıurfa25°C
- Trabzon17°C
- Gaziantep22°C
MAHALLENİN MÜREBBİYESİ

30 Nisan 2024 Salı 14:13
İhtiyarlar…
İhtiyar, seçmek, razı olmak, katlanmak, seçilmek, tensip etmek gibi anlamlara geliyor. Köy ihtiyar heyeti, köyü yöneten insanlar demektir. İhtiyar sözcüğü sadece yaşlanmış anlamında kullanılmamalı ve anlaşılmamalıdır. Bu hatırlatmayı ihtiyarların günümüzde iyice önemsizleştiğine/önemsizleştirildiğine vurgu yapmak adına ifade ettim.
İhtiyarlar yakın zamana kadar sosyal yaşamın önemli bir parçası idi. Onlar mahallede, sokakların oturma yerlerinde, evlerin önlerinde olurlar çocuklara, gençlere ve hatta sosyal hayata adeta rehberlik yaparlardı.
Bugün ne hazin bir manzaradır ki, sokaklarımızda pek az yaşlı görür olduk. Yaşlılar yani hayatın tecrübelileri yani gün-görmüş-geçirmiş çınarları artık huzur evleri denen mahzun mekanları mesken tutuyorlar. Toplum olarak onları huzur evlerinde mahpus edeliden beri evlerin, sokakların ve mahallelerin de huzuru kaçmış durumdadır.
Muhsin öğretmen mesela benim çocukluk yıllarımın mahallesinin adeta öğretmeni idi. İlk konuştuğumuzda “bu adamın sesi ne kadar da ince çıkıyor” diye içimden geçirmiştim; naif, nazik, hafif bir tını… Sonra tanıştık, kendisi bir öğretmen emeklisiymiş. Aradan geçen zaman bana şunu öğretti, Muhsin Öğretmen sınıftan ayrılmıştı ama mahalleyi adeta sınıfa çevirmişti.
Çocukları başına toplamak onun için çok kolaydı. Önce maniler söylüyordu, sonra duruma göre bizlere güreş yaptırıyordu. Güreşlerde de sanki Kırkpınar Meydanındaymışız gibi “pehlivaaan, pehlivan!” diyerek cazgırların yaptığı selavatlamayı yapar bunu yaparken de peşrev çekerek güreşi çocuklara anlatırdı.
Güreşi öyle çok severdi ki, güreş başladığı zaman onun nasıl neşelendiğini izler ve bu durumdan bizler de ayrıca keyif alırdık.
Biz çocuklar, Hz. Ali’nin pehlivanlığını, Hz. Hamza’nın cesaretini, Hz. Ömer’in adaletini, Hz. Osman’ın iffetini Muhsin Öğretmenden öğrendik hem de oyun oynayarak.
“Maşallah, maşallah, Hz. Hamza gibi cesaretli, Hz. Ali misali şecaatli” mukabilinden cümleler kurardı. Onlara dair zaman zaman kısa hikayeler anlatırdı.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.