- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
MAHMUT BIYIKLI İSTANBUL EDEBİYAT AKADEMİSİ’NİN KONUĞU OLDU
Yazar Mahmut Bıyıklı, İstanbul Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından yürütülen Edebiyat Akademisi’nin konuğu oldu. Bir milleti millet yapan en önemli değerlerden birinin edebiyat olduğunu belirten Bıyıklı şöyle konuştu:

13 Kasım 2025 Perşembe 15:37
“Edebiyat, bir milletin hafızasıdır. Kelimelerle kurduğumuz dünya, aslında gönlümüzde ve zihnimizde taşıdığımız büyük medeniyet tasavvurunun en berrak yansımalarından biridir. Milletler sadece savunma sanayisine yaptıkları yatırımlarla ayakta durmaz; diliyle, kelimeleriyle, şiiriyle, hikâyesiyle kültürüyle ayakta durur.
Biz sözün gücüne inanan bir milletiz. Yahya Kemal’in dediği gibi, ‘İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar’; işte o hayali diri tutan da edebiyattır.”
Konuşmasının bir bölümünde kelimeye ruh veren derin bir edebiyat anlayışına değinen Bıyıklı, edebiyatın milletlerin iç dirilişini besleyen en güçlü kaynak olduğunu belirtti:
“Edebiyat, insana sadece güzel cümleler kurdurmaz; ona yeniden doğrulma gücü verir. Her kelimenin ardında bir hakikat arayışı, her mısrada bir diriliş çağrısı vardır. Bir millet kelimelerini kaybettiğinde aslında ruhunu kaybeder; kelimeleri dirildiğinde ise ruhu da dirilir.”

D. Mehmet Doğan ve Yavuz Bülent Bakiler gibi öncülerin verdiği kültürel mücadeleye de değinen Bıyıklı, Türk dilinin korunması ve müdafaasının tarihî bir sorumluluk olduğunu vurgulayarak dil–edebiyat ilişkisine dair şu değerlendirmelerde bulundu:
“Türk dili bizim manevi yurdumuzdur. Topraklar işgal edilse bile dil korunursa o millet yine ayağa kalkar. Bu yüzden dili korumak sadece bir kültür görevi değil; bir var oluş mücadelesidir. Edebiyat da bu mücadelenin en güçlü cephesidir. Dilin sınırlarını genişleten, kelimelere yeniden ruh üfleyen, unuttuğumuz kavramları gündeme taşıyan hep edebiyattır. Ne yazık ki dilin bozulması önce düşüncenin zayıflamasına, ardından kimliğin kaybına yol açar.
Bu sebeple Türkçeyi korumak hem mazimize hem istikbalimize sahip çıkmaktır. Bir millet, dili kadar yaşar; dili kadar özgür, dili kadar güçlüdür.”
Yoğun ilgi gören program, soru-cevap bölümüyle sona erdi.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.