- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
29 Ekim 2025- İstanbul11°C▼
- Ankara11°C
- İzmir15°C
- Konya14°C
- Sakarya13°C
- Şanlıurfa18°C
- Trabzon18°C
- Gaziantep12°C
MEDYA PAZARINDA DEFOLU TÜRKÇE - 11

C.Yakup ŞİMŞEK
Mustafa ARMAĞAN (ZAMAN - 20 Şubat 2011)
“İlk skandal, İskilipli Atıf Hoca'nın Şapka Kanunu'nun çıkmasından 1,5 yıl kadar önce bastırdığı kitapçıktan yargılanıp idama mahkûm edilmiş olmasıdır ('Frenk Mukallitliği ve Şapka' adlı bu kitap altı üstü 32 sayfalık bir broşürdür ve Milli Eğitim Bakanlığı onaylıdır). Bu, hukukun temel kurallarındandır.”
ARMAĞAN “Bu, hukukun temel kurallarındandır.” derken hangi kaideyi kastediyor, belli değil…
ARMAĞAN’ın hangi şey hakkında “Bu, hukukun temel kurallarındandır.” hükmünü verdiğini bu cümleden bir buçuk paragraf sonra, aşağıdaki paragraftan anlıyoruz (Aslında bundan da emin değiliz, çünkü burada da “hukukun temel kurallarından” biri değil, “temel bir hukuk kuralının ihlali” ifadesi geçiyor):
“Böylece hem bir kanunun geçmişe doğru işletilmesi gibi temel bir hukuk kuralının ihlali, hem de savcının talebinden derece değil, mahiyet itibarıyla 'farklı' bir cezanın verilmiş olmasından dolayı İskilipli Atıf Hoca'nın hukukî değil, siyasî bir yargılama sonunda idam edildiği sonucuna varıyoruz.”
***
Hıncal ULUÇ (SABAH - 16 Şubat 2011)
“O maçı izleyen yığınla Beşiktaş muhabiri ve yorumcusunun da haberi olmadı. soyunma odalarını yazmakla görevliler de ya yoktular, ya da yoktular!”
ULUÇ'un cümlesindeki “ya yoktular, ya da yoktular!” ifadesinden ne anlamalıyız? “Ya olacak ya olacak!” gibi bir üslup mu bu, yoksa sehven mi böyle çıktı?
***
Hıncal ULUÇ (SABAH - 16 Şubat 2011)
“Üç büyük kulüp başkanı, kendileri destekleyecekleri satın almak için el altından gizlice vermemek için centilmen anlaşması da yaptılar.”
Bu tuhaf, alan talan cümleden anlayabildiğimiz şu: Üç büyük kulüp başkanı bir hususta centilmenlik anlaşması yapmışlar.
Peki bunlar hangi mevzuda ve ne için anlaşma yapmışlar? Bunları ULUÇ'un ifadesinden anlayan beri gelsin...
***
Ahmet HAKAN (Hürriyet - 1 Ocak 2010)
“Buralarda artık ‘laiklerin demokrasiye olan saygısı’ meselesinden ziyade ‘muhafazakarların demokrasiye olan saygısı’ meselesi daha popüler...”
Ahmet HAKAN “laiklerin demokrasiye olan saygısı meselesi”nin “muhafazakarların demokrasiye olan saygısı meselesi”nden “popüler” olduğunu belirtmek için “ziyade”siyle iktifa edememiş, “daha”sını da söylemiş.
(Bu arada “muhafazakârlar”ın “-kâr”ını da “-kar” yapmış.)
***
Özdemir İNCE (Hürriyet - 17 Nisan 2010)
“Cumhuriyet Devrimi saftı, deneyimsizdi. Kendi yönteminin etkili ve etkin olacağını düşünüyordu.”
Özdemir İNCE’nin sık düştüğü hatalardan biri: Aynı manadaki kelimeleri birbirinden farklı zannedip art arda kullanmak…
Nitekim bu cümlede “etkili ve etkin” eş manalı (müteradif / sinonim) kelimelerdir.
İNCE öteden beri böyle ifadeler kullanıyor: “amaçladığı hedefler, yasallaşmak ve meşrulaşmak” vs...
03.03.2011
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.