08 Kasım 2025
  • İstanbul17°C
  • Ankara8°C
  • İzmir16°C
  • Konya11°C
  • Sakarya14°C
  • Şanlıurfa17°C
  • Trabzon18°C
  • Gaziantep17°C

MEHMET KOÇAK'TAN: BALKAN SOYKIRIMLARI 100. YILDÖNÜMÜ

Tarihimize “Büyük Bozgun” olarak geçen 1912-1913 Balkan Savaşları'nın üzerinden dile kolay tam yüz yıl geçti. Dünya tarihinin en zalim ve akıl almaz vahşeti olarak tarihe geçen “Balkan Soykırımları”nın 100.

Mehmet Koçak'tan: Balkan soykırımları 100. yıldönümü

 

ZORLA HIRISTİYANLAŞTIRMA

1389'da Kosova meydan muharebesi ile başlayan kin ve intikam alma duygusu Osmanlı ordusunun 1683'de Viyana'da yenilgisinin hemen ardından, isyan ve saldırılarla kendini göstermeye başlamış ve günümüze kadar aralıksız farklı şekillerde sürdürülmüştür. Balkanlar'da Müslümanlar'a yönelik soykırımlara dönüşen zulüme, “İslamlaşmış ve Türkleşmiş olanların yok edilmesi” adı verilmişti.

Balkanlar'da Türk ve İslam düşmanlığının ve ırkçılığın fikir babası Karadağlı piskopos Petar Petroviç Njegos'dur. Ortodoks papazı ve şair olan Petar Petroviç Njegos ‘Gorki Vijenac' (Dağ Çelenki) adlı destansı şiirinde Türk ve İslam düşmanlığı projesini tarif etmişti. Njegos'un İslami kimliğin yok edilmesini teşvik etmek için kullandığı slogan ‘No lomite munar i dzamiju' (Tüm camileri ve minareleri parçalayın!)'dı. Sırp Krallığı'nda ve daha sonra onu izleyen Yugoslav devletlerinde Njegos'un doktrini, okullarda “Tarihi kaynak” olarak okutulmaktadır. 

Piskopos Petar Petroviç Njegos'in tarih öncesinden ektiği kin ve fitne tohumları tüm Balkanlar'da etkisini göstermişti ve Balkanlar'daki Müslümanlar bilhassa Osmanlı sonrası korkunç acılar çekmişti. Karadağ ile Sancak'taki Boşnak ve Arnavut Müslümanlar'a yönelik cinayetler, gayrimenkullerine yönelik yağmacılık ve kundaklamalar tarzındaki olaylar, neredeyse sıradan bir hal almıştı. 

İnsanlık adına en utanç verici olaylardan biri olan “zorla haç öptürme ve Hıristiyanlaştırma, karşı gelenlerin ise topluca katledilmeleri” Karadağ'da yaşandı. Plav ve Gusinye'deki olaylarını ayrıntılarıyla araştıran Mustafa Memiç'e göre, Avro Tsemoviç komutasındaki tugayın Şubat 1913'te Plav ve Gusinye şehirlerine yerleştirilmesi sonrasında Müslümanlar'ın Hıristiyanlaştırılmasına başlandı. Haç öpmeyi reddedenler öldürüldüğü için, Müslümanlardan 12.500 kişi ölmektense, Hıristiyanlaşmaya razı olmuşlardı. 

Karadağ Askeri Bakanlığı'nın onayıyla, komutan Tsemoviç'in önerdiği bir askeri sıkıyönetim mahkemesinde haç öpme ve din değiştirmeye direnen Boşnak ve Arnavutlar'ın sistematik bir şekilde kurşuna dizilmesine başlanmıştı. Şubat-Nisan 1913 dönemi içinde sıkıyönetim mahkemesinin kararlarıyla öldürülenlerin sayısı 1813'tür. 

KARADAĞ'DA YAŞANANLAR İNSANLIK ADINA UTANÇ VERİCİDİR

1912-13 Plav ve Gusinye şehirlerinde, zorla haç öptürerek Hıristiyanlaştırma ve direnenlerin katledilmesiyle yaşanan SOYKIRIM'ın 100. yıldönümü nedeniyle Bosna-Hersek, Hırvatistan, Slovenya, Sancak-Sırbistan, Karadağ'daki tüm camilerde dün Cuma namazında özel hutbe icra edildi, kuran okunarak gözyaşları içinde dualar yapıldı. 

Balkanlar'da Müslüman topluluklarına uygulanan “yok etme ve Hıristiyanlaştırma” girişimlerinin ve soykırımın insanlık adına utanç verici olduğunu hatırlatan Bosna Hersek eski Diyanet İşleri Başkanı Reis-ul Ulema Prof. Dr. Mustafa Ceric yaşanan olaylar hakkında deklarasyon yayınlayarak şu bilgileri verdi.

“Tam bir asır önce, 1912-13 yıllarında, Karadağ kraliyet ordusu tarafından Plav ve Gusinje şehirlerinde zorla haç öptürme ve Hıristiyanlaşma girişimlerinde bulunulmuştur. 12.500 Müslüman baskılar yüzünden Hıristiyanlaşmıştır. Haç öpmeyi ve papazlar önünde din değiştirmeyi reddeden binlerce Müslüman Boşnak ve Arnavut katledilmiştir. Müslümanlara ait değerli eşyalar çalınmış, vakıf malları ile Müslümanlar'a ait taşınmazlara el konulmuştur. Bu konuda zorla Hıristiyanlaştırılan ve öldürülenlerin yakınlarının kayda alınan ifadeleri, ayrıca tarihçilerin bilgileri yaşanan mezalimi belgelemektedir. 

Bu mezalim devlet eliyle yapıldığından dolayı Karadağ devlet yetkilileri Müslümanlar'dan özür dilemelidir. Müslümanların devletleştirilen vakıf malları geri iade edilmelidir. Beynelmilel hukuk çerçevesinde bu tarihi olaylar uluslararası camiaya taşınmalı ve tescili sağlanmalıdır. 100'cü yıldönümü vesilesiyle şehitlerimizi rahmetle anıyor, mezalimleri lanetliyoruz”

Kuşkusuz arabayı sürerken, ileriye bakmak gerekmektedir. Ancak, ara sıra aynadan geriye bakılmazsa, beklenmedik bir “kazayla” karşı karşıya kalınabilir. İşte bu gerçek doğrultusunda geçmişimizde yaşanan gerçekleri bilmek, hatırlamak, yaşananlardan dersler çıkararak gelecek nesillere aktarmak bir sorumluluktur. 

Zira; geçmişinden habersiz nesiller geleceklerini doğru şekillendiremez.

Bize yapılanları; Unutmayalım, unutturmayalım...

13.10.2012 Yeni Akit

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.