- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
05 Kasım 2025- İstanbul17°C▼
- Ankara18°C
- İzmir22°C
- Konya19°C
- Sakarya19°C
- Şanlıurfa26°C
- Trabzon18°C
- Gaziantep24°C
MEHMET KOÇAK'TAN: DOĞU TÜRKİSTAN SAHİPSİZ KALMAMALI
Çinlilerin Sincan Uygur Özerk Bölgesi olarak adlandırdıkları bölgenin asıl adı Doğu Türkistan’dır.

Doğu Türkistan ise maalesef hala Çin işgali altındadır. Ağır siyasi baskı ve ekonomik sömürü en acımasız bir şekilde sürdürülmektedir. Özel mülkiyet hakkı kısıtlandığı gibi Doğu Türkistan’ı Çinlileştirme politikası uğruna Uygur Müslüman Türklerin çocuk edinmeleri yasaklanmıştır.
Hamile kadınların zorla yapılan kürtajlarla çocukları alınıp; kısırlaştırma yoluna gidiliyor. Uygur Türkleri dini faaliyetleri de engellenmektedir. Son günlerde bu baskıların daha da arttığına şahit oluyoruz.
DOĞU TÜRKİSTAN; TÜRKİSTAN’IN BİR PARÇASIDIR
Doğu Türkistan’ı daha yakından tanımak için şu bilgi notunu paylaşmak istiyorum:
Sincan Uygur Özerk Bölgesi yani Doğu Türkistan; 1,6 milyon kilometrekare ile Türkiye’nin yaklaşık 2,5 katı büyüklüğünde bir bölgedir. Bölgede 22 milyon dolayında insan yaşamaktadır. Alan çok geniş olmasına rağmen nüfus alana göre çok azdır.
Uygurlar başta olmak üzere bölgede Han, Kazak, Hui (Hanlı Müslüman), Kırgız, Moğol gibi birçok etnik kökenden insan bulunmaktadır. Farklı etnik kökenler nedeniyle bölgede 41 farklı dil konuşulsa da resmi dili Uygurcadır. Zaten 20. yüzyılda Türkiye’ye göç etmiş Orta Asya Türk halklarının da çoğu Çin esaretinden kaçmıştır.
Bölgede 1930’larda patlak veren isyanlar 1933’de Kaşgar’da Birinci Doğu Türkistan Cumhuriyeti (Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti)’nin ilanıyla sonuçlanmıştır. Kısa süreli Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti’nin ardından Çinli bir savaşbeyi olan Sheng Shicai Doğu Türkistan’ın kontrolünü ele geçirmiştir.
1944-1949 arasında Sincan’ın kuzeyinde bugünkü İli Kazak Özerk Bölgesi’nde Sovyetler Birliğinin desteğiyle İkinci Doğu Türkistan Cumhuriyeti kurulmuştur. Doğu Türkistan Cumhuriyeti 1949’da Halk Kurtuluş Ordusu’nun Sincan’a girmesiyle birlikte sona ermiştir.
1954’de kurulan Sincan Üretim ve İnşaat Kolordusu bölgenin Hanlaştırmasına yardımcı olmaktadır. 1 Ekim 1955’te Sincan Eyalet statüsünden çıkarılarak Özerk Bölge olarak ilan edilmiştir. Ancak bölge hala Çin işgali ve sömürüsü altındadır.
DOĞU TÜRKİSTAN’DA İŞGAL, SÖMÜRÜ VE BASKILAR BİTMEK BİLMİYOR
Bir yanda işgal ve sömürü diğer yandan ağır baskı ve etnik arındırma baskıları devam ediyor. Son yıllarda bölgeyi Çinlileştirme ve asimile politikaları acımasız bir şekilde sürdüren Çin’in uyguladığı devlet politikasına karşı direnen Uygur Türklerine yönelik toplu katliamlar uygulanmaktadır. İnsanın kanını donduran baskı ve zulme dünya ise maalesef seyirci kalmayı sürdürüyor.
2009 yılının temmuz ayında çok sayıda kişinin ölümüne yol açan büyük çatışmaların acıları dinmeden 2012 yılında yeniden kanlı çatışmalar yaşandı. Uygurlar ile Han Çinlileri arasında Çin devletinin kışkırtmaları sonucu yaşanan kanlı çatışmalarda binlerce Uygur Türkü katledilmişti. Bu olaylar Doğu Türkistan’daki Çin devlet terörünü gün yüzüne çıkarmıştı.
Doğu Türkistan’da son çıkan olaylarda 35 kişi öldü ve çok sayıda sivil tutuklandı. Geçmiş yıllarda Çin ordusu tarafından gerçekleştirilen saldırı ve toplu katliamların bir benzerinin tekrar edileceğinden endişe ediliyor.
Çin Komünist Partisi’nin yayın organlarından Huanqiu Shibao’da yer alan görüşe göre, “Devlet politikalarına karşı direnen Doğu Türkistanlı unsurlar, İslamcı teröristlerdir”. Çinliler dünya kamuoyunu bu yalan ve yanlış bilgilerle atlatmaktadır.
Bölgede yaşanan olaylarla ilgili haberler, Çin devletinin sıkı süzgecinden geçerek yayınlandığı için dünya kamuoyu yaşanan gerçeklerden haberdar değildir.
Kısacası Doğu Türkistan’da her an yeni olaylar çıkabilir ve toplu katliamların yaşanabileceği endişesi hakim...
Türk hükümeti, olayların büyümemesi için Uluslararası Toplum nezdinde girişimlerde bulunmalıdır. Çünkü; Doğu Türkistan’da yaşananlar bizi kaygılandırmaktadır.
18.12.2013 Yeni Akit
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.