- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
MEHMET ŞEKER: MUAMMA
Şair, âşık. Aynı zamanda sabırsız ve sakince duramayan biri; ne kadar istese de sükûnet bulamamış. Anlaşılan, aklı fikri vuslatta.
05 Ocak 2019 Cumartesi 09:38
Ancak sevdiği vefâsız. O derece ki karıncanın gözbebeği ebadı kadar edecek kısmı bile yok vefânın.
Şöyle söylemiş:
“Bende yok sabr u sükûn, sende vefâdan zerre
İki yoktan ne çıkar, fikredelim bir kerre…”
Böylece bir ‘muamma’ ile ismini hem söylemiş, hem gizlemiş.
*
Çözmek için ‘yok’ların ne olduğunu bilmek gerek.
Bîçâre, bîhaber kelimelerinde olduğu gibi ‘bî’ olumsuzluk bildiren Farsça kökenli ön ek.
Bir diğeri ise nâ.
Nâçar’daki gibi. O da Arapça’dan gelmiş.
Bu iki ön eki alacağız, ‘nâ’ ve ‘bî’’ ile şairin kim olduğunu anlayacağız.
Ya da erbabının dilinden öğreneceğiz: ‘Nâbî’. Meşhur şair... İmzasını bu şekilde atmış.
“Sakın terk-i edebden kûy-i mahbûb-i
Hudâdır bu
Nazargâh-ı ilâhidir Makâm-ı Mustafa’dır bu” diyen Urfalı Nâbî.
(Cenâb-ı Hakk’ın nazargâhı ve O’nun sevgili peygamberi Hz. Muhammed Mustafa’nın makâmı olan bu yerde edepsizlikten sakın.)
Ki hikâyesi efsane hâlini almış, dilden dile dolaşmıştır.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.