- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
MEHMET ŞEKER'DEN: NE TAKSİM, NE ÖLÜM
1950'lerin sonlarında Kıbrıs ve Türkiye'de “Ya Taksim, Ya Ölüm” mitingleri yapıldı. Bir yanda Rumların Enosis hedefleri, bir yanda “Kıbrıs Türktür” sloganı.
01 Mayıs 2015 Cuma 10:09
1950'lerin sonlarında Kıbrıs ve Türkiye'de “Ya Taksim, Ya Ölüm” mitingleri yapıldı.
Bir yanda Rumların Enosis hedefleri, bir yanda “Kıbrıs Türktür” sloganı.
Rumlar adanın Yunanistan'a bağlanmasını istiyordu, Türkler ise taksim edilmesini.
Mitinglere adını veren sloganda geçen taksim, İstanbul'daki Taksim değildi.
Seneler geçti, Kıbrıs sorunu tam olarak çözüme kavuşmadı.
Kofi Annan Planı bile işe yaramadı.
Yerine gelen BM Genel Sekreteri Ban Ki Mun'un ise yeni bir planı yok.
Eskisini kabul etmeyen Rumlara her gün bir plan sunulsa neye yarar?
*
1 Mayıs vesilesiyle bunları hatırladım.
Doğrudan bir alakası yok tabii.
Ne tarih itibariyle, ne konu bakımından.
Yok ama 1 Mayıs kutlamaları gündeme geldiğinde sendikaların her sene Taksim Meydanı'na talip olmaları ile “Ya Taksim, Ya Ölüm” sloganı arasında kuvvetli bir çağrışım var.
*
Türkiye'de 1 Mayıs ile Taksim Meydanı özdeş hale geldi.
1977'deki kutlamalar sırasında Taksim'de 34 kişi öldü, 140 kişi yaralandı.
Etraftan meydana ateş edildiği biliniyor fakat bir tek fail bile yakalanmadı.
Yeterince araştırılıp soruşturulduğunu bile iddia etmek zor.
Kimler ateş açtıysa, kimler o meydanı kana bulamak istediyse, hedeflerine ulaştılar.
Hesabını da vermediler.
Ölen öldü, kalan kaldı.
*
Resmî olarak Türkiye'de ilk 1 Mayıs kutlaması 1923'teydi.
Sonrasında işçi haklarıyla ilgili gelişmeler karınca adımlarıyla ilerledi.
70'lerde hız kazandı ama 77'deki acı tecrübe bize çok şey öğretti.
İşçi haklarıyla ilgili ilerleme kaydetmekten çok, ülkenin iç savaşa doğru sürüklenmesi yolunda önemli bir adım olduğunu gördük.
2008'de, 1 Mayıs “Emek ve Dayanışma Günü” kabul edildi.
2009'da resmî tatil ilan edildi.
2010'da 32 yıl aradan sonra Taksim'de ilk defa izinli olarak 1 Mayıs kutlamaları yapıldı.
*
Ne var ki emniyet tedbirleri son derece sıkı haldeydi ve etraftaki oteller, binalar, sokaklar ciddi şekilde kontrol ediliyordu.
Yani 77'deki gibi meydanı tekrar kana bulamak mümkün görünmüyordu.
Bu durumda yeni bir numara bulmak gerekti ve 2013'te Gezi Parkı olayları başladı.
Görünüşte masumdu, üç beş ağaç için gençlerin yaptığı çevreci bir hareketti.
Ya da öyle gösterildi.
Fakat sonra şekli tamamen değişti.
“Mesele ağaç değil, sen hâlâ anlamadın mı?” haykırışı o planın deşifre edilmiş haliydi.
Başbakanlık Ofisi'ne yürüyenler zor durduruldu.
Hükümet yıkılacak, “Uzun Adam” bakanlarıyla beraber yurt dışına kaçacaktı söylenenlere göre.
Olmadı… Hedef tutmadı... Halk, “Uzun Adam”ın etrafında kenetlendi.
Devamı için: http://www.yenisafak.com.tr/yazarlar/mehmetseker/ne-taksim-ne-olum-2010490
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.