- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
08 Kasım 2025- İstanbul15°C▼
- Ankara14°C
- İzmir15°C
- Konya9°C
- Sakarya16°C
- Şanlıurfa17°C
- Trabzon16°C
- Gaziantep14°C
MEHMET ŞEKER'DEN: YAYLADAKİ KURU AĞAÇ BİZE 'YALAZA' HAZIRLAMIŞ
Karayolundan giderken yanından geçilen ve uzaktan görülen şehirler hakkında bir parça bilgi sahibi oluruz da oraları tanıdığımızı zannederiz. Hâlbuki bir şehri bilmek tanımak için, yoldan çıkmak şart.

Gittik, gördük nasıl olduğunu; gürül gürül.
Daha önce de defalarca görmüştük ama bu kadar ayrıntılı gezmemiştik.
Bilenlerin rehberliğinde gezmek başka.
Yanından yol geçtiği için Sapanca Gölü'nü herkes bilir de Sakarya'nın göl bakımından zengin bir ilimiz olduğundan çok az kişi haberdardır.
Acarlar Gölü, Poyrazlar Gölü, Büyük ve Küçük Akgöl, Taşkışlığı Gölü, Karagöl...
Göletleri de eklersek, 'Velhasıl Sakarya gölden ibaretmiş' demek yanlış olmaz.
* * *
Bir de Karasu'da 'Longoz' denilen bir yer var ki, masal diyarı gibi.
Tam adını söylemek gerekirse, 'Acarlar Longozu'.
Fakat bu Rumca kelime, bana ses yapısı olarak biraz itici geldi.
'Subasar ormanı' daha makul. Ya da kısaca 'su ormanı'.
Nilüferler arasında su bisikleti veya tekne ile dolaşmak mümkün.
Tahtadan yapılmış yürüme yolunda ilerlerken, yeryüzü cennetinde bulunduğunuzu düşünür ve yanınızda bütün sevdiklerinizin olmasını istersiniz.
Orayı üreme alanı olarak seçen yüzlerce tür kuşun ötüşü, kaz ve ördeklerin boğaz mücadelesi, nilüfer yaprakları üzerinde yürüyen yalıçapkınlarının ilerleyişi, ağaçların ve bulutların sudaki akisleri, açık söylemeliyim ki çekeceğiniz fotoğraflara bütünüyle yansıyamaz.
Bunu bildiğiniz halde kendinizi tutamaz ve yüzlerce fotoğraf çekersiniz.
Biz öyle yaptık.
* * *
Su ormanından vakitlice ayrılıp akşama Karasu'da gün batımına yetişmek gerekir.
Yine bol fotoğraf çekmek şart elbette.
Sakarya Nehri'nin Karadeniz'e kavuştuğu yerde, Azerbaycan türküsündeki gibi çayı yemekten önce içebilir, üstüne de kahve söylersiniz, ya da keyfiniz nasıl isterse...
Kim karışır Allah aşkına?
Belki hepsinden önce, bir balıkçı teknesiyle Sakarya Nehri üzerinde yarım saatlik bir tur da yapmak cazip gelecektir, kim bilir...
*
Konaklama için artık seçenek bol.
Eskiden pek azdı.
Ertesi gün Sakarya'nın güney tarafına yönelip dağlara vurmanızı tavsiye ederim.
Kıvrıla kıvrıla çıkan Taraklı yoluna sapmadan önce Beşköprü adını taşıyan tarihî Jüstinyen köprüsü görmeye değer.
Taraklı, dünyanın en sakin 180 şehri arasına giren bir yer.
Tarihî konakların bir kısmı yenilenmiş ve hizmete açılmış, diğerleri sırasını bekliyor.
Yüzlerce yıllık handa ise hâlen çalışma devam etmekte; bitince çok şık olacak.
* * *
Bilmeyenler için not düşelim, burası 'Mümkünlü' olarak reklâmlarda karşımıza çıkan belde.
'Mümkünlü'de her şey mümkün' sloganı reklâmdaki üründen ziyade Taraklı'ya yakışıyor.
Kısa sürede bu kadar büyük çaplı işlerin yapılması da o sözün belgesi sayılır.
Burada 'yalaza'ya uğramak da mümkün, az ilerideki Karagöl yaylasına çıkıp göldeki balıklara ekmek atmak da.
Yaylada bir çeşme yapmışlar ve kuru bir ağacı getirip çeşmenin suyunu içinden akıtmışlar.
Bir süre sonra o kuru ağaç yeşermeye başlamış, dal budak salmış.
Dünyada bir başka örneği bulunur mu bilmem; kökü yok, dalları var. Şaka gibi.
25.09.2012 Yeni Şafak
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.