16 Mayıs 2024
  • İstanbul12°C
  • Ankara11°C

MEKTEBİN İSTİKLÂLİ!

D. Mehmet DOĞAN

12 Mart 2022 Cumartesi 13:53

Cumhuriyetin 99. yılında yine “istiklâl mücadelesi”nden bahsediliyor. Siyasî istiklâlin tam istiklâli sağlamadığı artık fark ediliyor olmalı.

“’Milletimin istiklâlini kazandım, mektebimin istiklâlinden vaz geçtim’ diye öğünmek sade bir vatan kaatiline yakışırdı.”

Nureddin Topçu’nun dikkat çektiği konu önemli aslında. İktisadî-siyasî bağımsızlıkta ısrar edenler “eğitimde bağımsızlık” konusunu fazla önemsemediler. Bunun sebebi var tabiî ki, Türkiye’nin kesin ve nihaî batılılaştırılması projesi uygulanacaktı. Asıl proje medeniyet değiştirme eksenli idi. Yeni rejim “millî hâkimiyet” prensibini bayraklaştırmakla beraber, milleti dayanak yapacak durumu yoktu; çünkü milleti ayakta tutan değerler baştan aşağı yıkılacak, batıdan ithal değerlerle sistem yeniden kurulacaktı. Yeni millet/ulus, yeni ithal değerler!

Bunun için, yoğun bir propaganda ve öğretme faaliyetine ihtiyaç vardır. İşte Tevhid-i tedrisat (yani öğretim tekeli) bu şekilde doğmuştur.

 

Demokratik, çoğulcu öğretim terk edilerek, totaliter öğretime böylece geçilmiştir. Tevhid-i tedrisatı “tevhid-i neşriyat”ın, yani yayın tekelinin takip etmesi gerekiyordu. Cumhuriyet yönetimi, çok kısa zamanda bütün muhalif yayınları susturarak tam bir “yayın tekeli” kurmuştur.

Öğrenmek zekânın, yapmak ahlâkın işi

Diyebiliriz ki, 20. yüzyılımızda yalnız Nureddin Topçu, eğitimin, öğretimin, daha doğrusu “maarif”in ruhunu içeriden biri olarak vukufla kavramış ve ona göre düşüncelerini derinlemesine ifade etmiştir.

Devamı: https://www.maarifinsesi.com/mektebin-istiklali/

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.