04 Kasım 2025
  • İstanbul16°C
  • Ankara12°C
  • İzmir18°C
  • Konya12°C
  • Sakarya13°C
  • Şanlıurfa18°C
  • Trabzon16°C
  • Gaziantep13°C

MENKIBELERİ İLE YAŞAMAYA DEVAM EDİYOR

'Âşıklar Tabîbi' isimli nehir söyleşide Prof. Dr. Hasan Kâmil Yılmaz ile Sadık Yalsızuçanlar, tasavvufun manasına ve Aziz Mahmud Hüdâyî Hazretleri’nin iklimine kapı aralıyor.

Menkıbeleri ile yaşamaya devam ediyor

Tasavvuf kelimesi, İslam’ın üçüncü asrına asrında ortaya çıkmış ama esası Hazret-i Peygamberle başlamıştır. Adı yok iken hakikati vardı; şimdi ise hakikati yok adı var. Bunu derken tasavvuf yok demek istemiyoruz. Hak tarikatlar zikre, devrana, semaya, meşke devam ediyorlar. Lakin birçok tasavvuf adlı faaliyet var ki onlara da ancak faaliyet diyebiliyoruz.

Tasavvuf asıl kaynağı bulma gayretidir. Tasavvufun esasını zikir oluşturur. Kitabımızın ayetlerinde en çok geçen kelime zikir kelimesidir. Zikir de, Cenab-ı Allah’a verilen sözü hatırlama gayretidir. Verilen söz, galu beladır. Yani ilk meclis. Öz. Bunun için kitaplardan öğrenilmez. İrfani bir yoldur. Kitaptan malumat alınır, tasavvufta yanar, pişer, olur.

Yazının devamı için: http://www.dunyabizim.com/?aType=haberYazdir&ArticleID=16262&tip=haber

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.