- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
03 Kasım 2025- İstanbul19°C▼
- Ankara17°C
- İzmir23°C
- Konya18°C
- Sakarya19°C
- Şanlıurfa26°C
- Trabzon17°C
- Gaziantep25°C
MİLLETİ İÇİN ÇİLEYE TALİP OLDU HÜSEYİN AVNİ ULAŞ
Hüseyin Avni Ulaş, derin bir iç çekişle ah eder. Yanında askeri zaferden sonrası için ümidi ve hayali sükuta uğramış Mehmet Akif merhum. Zeki Dursun yazdı..

10 Şubat 2015 Salı 15:45
Hüseyin Avni Ulaş, derin bir iç çekişle ah eder. Yanında askeri zaferden sonrası için ümidi ve hayali sükuta uğramış Mehmet Akif merhum. İkisi de neredeyse aylara varan bir sükunet içinde. Hafif bir tebessüm beliriyor Mehmet Akif’in yüzünde arkadaşı Hüseyin Avni’nin ahına karşı, hafif mi hafif bir tebessüm. Ama arkasından Hüseyin Avni’den “İzmir’i bir görsem, Kadife Kale’de bir de kahve içsem” cümleleri gelince Akif, değişen bakışları, solan tebessümü ile “Sonra” dedi, “Ya sonra…” O kadar derindi ki bu “sonra”, Hüseyin Avni muhatabının ciddiyeti anladı ve “Sonra Erzurum… Bir köşeye çekilmek.” Akif’in bu sözlerden sonra nefesi zorladı; sesi daha gürledi: “Sen bunu yapamazsın Avni!”
“Bunu ben istiyorum, dağlar başında olmak, unutulmak… Ama sen mücadele için yaratılmışsın, Allah seni yeryüzüne mücadele için göndermiş.”
“Avni çilen çok, lakin bunları sana Hakk müyesser kıldı. Bu çilelerin benim için de müyesser kılınması için neler vermezdim ama sen seçildin Avni, sen. Sen Avni, yanıbaşında görünenlerin hileleri, kahpelikleri ile mücadele edeceksin, vatan için, millet için, din için. Seni bu kadar küçülmüş görmeye tahammülüm yok. Dağ başları, çöllerin gidilmeyenleri benim hakkım Avni, ben unutulacağım, sen öyle değilsin. Sen yiğitsin, cemiyet, erisin, çok çekeceksin, korkarım ama öyle”
“Sen çektikçe büyüyeceksin Avni, sen kaybettikçe…”
Hüseyin Ulaş ile Mehmet Akif arasında bu muhavereyi Cumhuriyet ideolojisinin erken dönem eleştirilerinden saydığım Tarık Buğra’nın Firavun İmanı adlı romanından derledim. Mezkur romanda Tarık Buğra, bir devre panoramik bakarak sessizlerin sesi oluyor bir anlamda. Hüseyin Avni ile Mehmet Akif’i bir araya getiren en büyük saik, ikisinin de sıkı bir devrim muhalifi olmaları. İkisi de sıkı dost ve muhalif. O zaman derdimizi Akif’i tanımak olunca, “dostu ancak dostundan tanırsın” fehvasınca biz de Hüseyin Avni’yle tanış tutalım dedik. Hüseyin Avni’yi tanımak, bir başka boyutta, Akif’in dağ başlarına sığamamasını, çöllerin ötesinde neden yaşamadığını anlamak demek.
Yazının devamı: http://www.dunyabizim.com/Manset/19433/milleti-icin-cileye-talip-oldu-huseyin-avni-ulas.html
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.