MİMAR SİNAN HANGİ CAMİYİ İSTANBUL'A TAŞIDI?

“Külliye Sohbetleri” başlığıyla Kültürlerarası İletişim Merkezi Vakfı’nın düzenlediği sohbetlerin ilki 21 Haziran Cumartesi günü Sultanahmet Camii konferans salonunda gerçekleştirildi. İlk misafiri ise “Çağımızın Mimar Sinan’ı” diye sıfatlandırılan mimar Necip Dinç oldu. Sohbetin başlığı ise “Mimari Mirasımız ve İstanbul” idi.

Necip Hoca sohbetinde ilk olarak Cumhuriyet'in 8. Milli Eğitim Bakanı olan Mustafa Necati Uğural’ın bir icraatından bahsetti: “Sene 1928. Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati’ye ressamlar grubundan bir heyet geliyor. İbrahim Çallı ve Namık İsmail (meşhur hattat İsmail Zühti Efendi’nin torunudur.) de aralarında. 'Avrupa'da birçok resim galerileri var ve resimlerimizi orada sergiliyorlar, fakat bizim böyle bir yerimiz yok' diyerek söze başlıyorlar. Mustafa Necati ise 'istediğiniz binayı seçin ve hemen tahsis edelim' diyor. Seçtikleri bina Sultanahmet Camii oluyor. Neredeyse oradaki heyetin tamamı olur kararını verecekken ressam heyeti bir şart koşuyor; kubbesinden büyük bir daire şeklinde pencere açmamız lazım ki yukarıdan gelen ışıkla resimlerimiz güzel gözüksün. Tam oy çokluğu ile kabul edilecekken mimar Kemaleddin Bey de o heyetin içinde imiş ve dayanamayıp ayağını yere vurarak fırlamış, 'Beyler! Dünyada bizi tanıtan bu eseri tahrip etmeye hangi cüretle teklif getirirsiniz!' demiş ve herkes geri adım atmış. Allah rahmet etsin, belki onun mükafaatı olarak kabri şu an Bayezıd Camii haziresinde. Sultan Veli Bayezıd’ın türbesinin yanında, Reisü’l Kurra Abdurrahman Gürses ile kabir komşusudur.”

Sultanahmed Camii birçok hadiseye tanıklık etmiş. Şahit olduğu elim hadiselerin birçoğuna ise bahçesindeki bir çınar ağacı sebep olmuş. Bu çınar ağacının hikayesini anlattı Necip Hoca: “Sultanahmet Camii bahçesinde kıblenin sol tarafındaki bahçede ortası delinmiş büyük bir çınar ağacı vardır. Bu ağaca Şecere-i Vakvak denir. Vaka-i Hayriye’de yeniçeri ocağının kaldırılma hadisesinden evvel yeniçeriler sık sık isyan edip kazan kaldırıyorlar, devlet adamlarının başlarını kesip bu ağaca asıyorlardı. 1826’da 2. Mahmud yeniçerilerden bu işleri yapanların elebaşlarını yakalayıp bir kısmının kesik başlarını bu ağaçta teşhir etmiştir. Kader-i ilahi…”

Yazının devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/17468/mimar-sinan-hangi-camiyi-istanbula-tasidi.html