- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
09 Kasım 2025- İstanbul14°C▼
- Ankara6°C
- İzmir16°C
- Konya6°C
- Sakarya12°C
- Şanlıurfa15°C
- Trabzon17°C
- Gaziantep11°C
MİNE ALPAY GÜN'DEN: KADINLAR GÜNÜ KOMEDİSİ
Televizyonlarda bir telaş. Her sene 8 Marta malzeme bulup yemek yapıp, lokantasına uğrayanlara servis yapacak. Her yıl, o birkaç gün ısrarla aranırım. Bizim televizyonun programına çıkın, konuşun.

İlk kez bir program müdüründen teşekkür aldım.
"Medyaya malzeme olmadığınız için sizi tebrik ediyorum, bu hassasiyetiniz için teşekkür ederim" dedi.
Şaşırma sırası bende idi.
Programlarına katılmadığım için, onları malzeme sıkıntısından kurtarmadığım için burunlarından soluyan kadın ve erkek cümle yapımcılara inat.
Bu genç adam teşekkür etmişti.
O teşekkürle kendimi iyi hissettim.
Her seferinde karşımdakinin negatif enerjisi bana da yansıdığından, bu kez o teşekkür çok iyi geldi.
Ama günleri güzel geçmeyen pek çok kadın, bu teşekkürü duymayalı yıllar olmakta.
Aslında teşekkürü bütün insanlık beklemekte.
En çok kadınlar bekler sanırız ya.
Yanlış.
Erkekler de bu kelimeye hasret nicedir.
Çocuklar, gençler, yaşlılar da.
Elbet teşekkür edilemeyecek hasarlar arasında kalakaldığımızdan nicedir unuttuk bu zarif kelimeyi.
Şimdi 8 Mart koşturmacasına tuz taşıyanları görünce, daha yeni yaşadığımız bir vahşeti anımsamadan edemedim.
Sırtında bıçak ile ruhunu teslim etmiş, üstelik çıplak kadının 24 sütuna manşet resmini yayınlayanlar, kadınları hiç ağızlarına almasınlar.
Annelerinin, eşlerinin, bütün kadınların yüzüne bakmasınlar.
Böyle bir vahşetten daha büyük bir vahşet, ölü ve çıplak, sırtı bıçaklı bir kadının teşhir edilmesi.
Kendileri bu durumda olsa, görüntülerini herkesin önüne atarlar mı acaba.
Kediler bile ölme vakitlerinin geldiğini anladıklarında; uzak yerlere giderler, isterler ki ölü ve çaresiz, çirkin görüntülerini kimseler görmesin.
Medyanın günahı bu konuda boyunu aşmış.
Baştan aşağı mundar bir pozisyonda.
Kadını aşağılamak için, çıplak resimlerle doldurduğu gazeteler ya da ekranlarda en erotik konumlarda zavallıları kullanıp; sonra da kadın hakları hususunda laf ebeliği yapmaları tiksindirici sadece.
Cinayet haberlerinin veriliş şekli, o sansasyonel bakış açısı.
"Adam karısını vurmuş, erkek adammış, sen ne duruyorsun" teklifi değil de nedir, sinirli baylara yapılan.
Kadın ölmüş de, sanki vuran ölmemiş gibi.
Başka kadınlar; ölenin, vuranın annesi ne haldedirler.
Acılardan en büyüğü ile sarmalanmışlardır.
Senenin her günü kadınları aşağıla, en çaresiz olduğu anları teşhir et, sonra da kalk ahkâmlarınla ortalıkta gürültü yap.
Şiddetin, karmaşanın, kadını aşağılamanın, menfaatin ayyuka çıktığı menfi medya tesiri üzerinde duran yok nedense.
Örnek rol modeller yerine topluma olumsuz öncüler öneren medya baştan ayağa suçlu iken; kadın hakları hususunda devekuşu gibi ortaya düşmesi, sadece trajik bir komedi.
10.03.2012
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.