- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
MONA ROSA YA DA AKKAYA
– Hayırdır Usta, sabah sabah gene yolculuk nereye böyle?
23 Kasım 2021 Salı 13:42
– Adaya gidip geleceğim Evlat. Öğleden sonra dönerim buralar sana emanet.
– Adaya gideceksen araba ne iş? Benim bildiğim Usta şuradan 10 dakikada Bostancı’ya kadar yürür, iskelede bekleyen alttan çarklı ada vapuru ile geçer prens adalarına. Sahi hangi adaya gidiyorsun onu söyle bari. Heybeli mi, Kınalı mı, Burgaz mı, Büyükada mı? Usta sana soruyorum, arabayı çalıştırma sahilde park yeri bulamazsın. Ha, bizim bilmediğimiz bir yeteneğin var da denizin üstünde tekerlek döndüreceksen o başka. Anladııım! Sen Tekirdağ’dan Avşa’ya ya da Çanakkale’den Bozcaada’ya geçeceksin aracınla. Ama o zaman da öğleden sonra dönmen imkânsız. Hay Allah! Bugün gene bir hâl var bizim Ustada.
– Evladım sen hep bina mı okuyacaksın? Kaç kere söyledim bu yolda nedeni, niçini, nasılı fazla sorulmaz diye. “Dost odur ki ‘haydi gidiyoruz’ denilince ‘nereye’ diye sormayandır” öğüdünü ne çabuk unuttun. Bırak beni oyalamayı da çıkayım yola.
– Özür dilerim Usta. Söz veriyorum bir daha olmayacak. Ama gideceğin yere beni de götür n’olur. Yanında uslu uslu oturacağım, söz.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.