- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
08 Kasım 2025- İstanbul16°C▼
- Ankara15°C
- İzmir16°C
- Konya14°C
- Sakarya15°C
- Şanlıurfa21°C
- Trabzon17°C
- Gaziantep17°C
MUHSİN MERİÇ'TEN: BÜYÜK RESİM VE DOĞU AKDENİZ REKABETİ...
"Şu resmi gördün mü?" diye sordu, Suriyeli insani yardım kuruluşu başkanı; gösterdiği, kurşunlanmış bir cenin resmiydi. Boğazlanmış çocuklar, parçalanmış masum Suriyeliler! "Gördüm ama bakamadım!" dedim.

Hazar Denizi-Kızıl Deniz ve Irak-Akdeniz güzergâhı gibi iki önemli enerji koridorunun geçiş bölgesi olan Suriye, 192 km'lik kıyı şeridiyle hiçbir küresel/bölgesel gücün bigâne kalamayacağı ve kontrolündeki payından vazgeçemeyeceği önemde bir bölge. 1977 tarihli, Z.Brzezinski'nin mimarı olduğu Yeşil Kuşak Projesi ve ardından 2000 tarihli BOP Projesi hep bu bölgeyi kontrol ve Rusya'yı engellemeye yönelik ABD hamleleriydi. Avrupa Birliği (AB)'nin öncülük ettiği ve son dönemde Kıbrıs Rum Kesimi, Yunanistan, İsrail üçgeninde köpürtülen 'münhasır ekonomik bölge' hamleleri de yine Doğu Akdeniz'in doğal kaynaklarını kontrol etmeye yönelik hamlelerdi. AB-ABD destekli Nabuco'ya alternatif Rusya patentli Güney Akım Projelerinin hayat bulması, kadim Rus emellerinin Suriye'nin Tartus Limanı'na demir atması bir buçuk yıldır bölgeyi kan ve gözyaşına duçar eden önemli sebeplerden sadece bir tanesi. Afrika'nın en büyük petrol rezervlerine sahip olan Libya'da rejimin düşürülmesi, ülkenin yağmalanması ve devrimin tamamlanması için NATO'yu apar-topar devreye koyan Batı, aynı taşı Suriye'de oynayamıyor! Çünkü burada gelişigüzel örülmüş duvarlara müdahale umulmadık neticeler doğurabilir! Onun için Suriye merkezli bölgede ve Doğu Akdeniz'de aktörler aynı anda pek çok taşla oynuyorlar. Güç söz konusu olunca standartlar gerçekten değişiyor. 1942'de intiharından birkaç ay evvel bitirdiği 'Satranç' romanında, Avrupa kültürünün faşizm tehlikesi altında yok oluşuna dikkat çeken Stefan Zweig, 'satranç zehirlenmesi'nden bahseder. Doğu Akdeniz ve Ortadoğu'da da zaman zaman 'satranç zehirlenmesi' gerçekleşmektedir. Daha çok hamleyi tahmin edebilmek ve karşı hamleleri hesaba katabilmek üzere çalışan beyinler kendilerini ikili düşünmeye zorluyorlar. Zamanla bu durum, karar vericilerin cinnetlerine ve insanlığa kara lekeler bırakacak vahşetleri sergilemelerine sebep oluyor.
Doğu Akdeniz ve Ortadoğu'nun kontrolü için küresel güçler kıyasıya çarpışırken, bölgesel (f)aktörlerin zaaf ve taassuplarını bile kullanabildiklerini yukarıda kaydetmiştik. Son dönemde Irak ve Suriye'de Şii-Sünni gerilimini tırmandıran odaklar şu anki vahşetin de müsebbipleridirler. Zaman zaman kendi firavunlarına kurbanlar sunarlar, bazen de küresel iktidar odaklarının taşeronları olurlar bu kesimler. Mehdi-i Muntazır'ın zuhuruna vesile olmak için adı Ömer olan çocukları boğazlayan kafayla, düzenlediği Haçlı Seferi ile yüz binleri katleden Armegedoncu Evangalist zihnin kodları arasında son tahlilde fark yoktur!
Bölgenin hassasiyetlerini bilerek adımlarını ihtiyatla atan Türkiye'nin başta Suriye ve Irak konusunda, gelecekte bu bölgede söz sahibi olabilmek için sahada karşılığı olan aktörlerle temas kuracak gerçekçi dış politika araçları geliştirme mecburiyeti vardır. Bu araçları geliştirirken de Kürt ve terör meselesi gibi prangalardan kurtulması elbette şarttır. Bu iki şartın birbirine bağlı olduğunun farkında olan odaklardır son hadisenin müsebbipleri. Onun için bölgeyi okurken, büyük resmi gözden hiç ırak tutmamak gerek.
Not: Geçen hafta da sözünü ettiğim Dursun Yıldız ve Prof. Dr. Doğan Yaşar imzalı "Doğu Akdeniz'de Küresel Satranç" (Truva yay.) kitabı, yazıda istifade ettiğim ve konuya ilgi duyanlar için yeni ve önemli bir çalışma.
20.06.2012 Habervaktim.com
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.