- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
MUSTAFA ÖZCAN: HİKAYE-ROMAN DİLİYLE CEMİYETİN TERAPİSİ
Çocukluğumda vaktimi genellikle ya okuyarak ya da sinemaya giderek değerlendirirdim. Haftanın yeni filmlerini iple çekerdim ve param çıkışırsa beğendiğim birisini izlemeyi giderdim.
24 Şubat 2024 Cumartesi 13:50
Bunlar bana hem zevk verir hem de hayalimi zenginleştirirdi. İkinci vakit öldürme aracım ise hikayeler ve romanlardı. Birisini bitirmeden diğerini odaklanırdım. En çok hoşuma giden hikayeler ise genellikle Kemalettin Tuğcu’nun acı yüklü hikayeleriydi. Lakin bu acı hikayeler yazarının kalemiyle sonunda tatlanırdı. Bunlar insana merhamet ve şefkat duygularını aşılar ve geliştirirdi. Onun kitaplarıyla nasıl tanıştım, bilmiyorum. Lakin onlara tutkuyla sarıldım. Sanki bana hitap ediyorlardı. Birini bitirmeden ötekini almayı tasarlıyordum. Böylece onun birçok kitabını okudum. Bunlar adeta içimdeki derin duyguları yüzeye çıkartıyordu. Daha sonra onun bazı tarihi romanlarını da keşfettim ve diline aşina olduğumdan onları da okumam zor olmadı.
Peki! Şimdi Kemalettin Tuğcu ve hikayeleri nereden aklıma düştü? Müge Anlı ile Tatlı Sert programına denk gelmiştim. Stüdyodaki benzer bir vaka için Küçük Besleme hikayesine gönderme yapmıştı ( 20/2/2024-ATV). Belki de stüdyoda ele alınan mevzu evlatlık edinme konusuyla ilgiliydi. Bu da Müge Anlı’nın aklına Küçük Besleme hikayesini düşürmüştü. Kemalettin Tuğcu’nun eserlerinde ve hikayelerinde iyiliği öne çıkaran bir tema var. Acılar üzerine kurulu hayat hikayelerinde mutlaka iyi bir son sizi bekliyor olur. Bu da hayata ve dramlara sevecenlik kattığı kadar umutta katmaktadır. Yaşama sevincini artırmaktadır. Şimdi onların yerini onlardan mülhem tv dizileri aldı. Bu diziler toplum hayatını terapi veya tes’id mi ediyor yoksa karartıyor mu? En azından dizilerin kitapların yerini doldurduğunu varsaymak zor olsa gerek.
Kemalettin Tuğcu’nun hikayeleri genellikle sosyal hayatla irtibatlıdır. Ömer Seyfettin’in eserleri ise milli mefkure eksenlidir. Namık Kemal’in hikayeci versiyonudur. Milli duyguları yansıtır. Tuğcu kadar olmasa da Ömer Seyfettin’in hikayelerine de aşinayım.
Devamı: https://www.maarifinsesi.com/hikaye-roman-diliyle-cemiyetin-terapisi/
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.