16 Mayıs 2024
  • İstanbul17°C
  • Ankara15°C

MUSTAFA ÖZCAN: MISIR VERSİYONUYLA YALAN SÖYLEYEN TARİH UTANSIN!

Gençliğimizin en popüler kitaplarından birisi Mustafa Müftüoğlu’nun Yalan Söyleyen Tarih Utansın adlı kitabıydı. Mütebaki ciltleri veya bölümleri Peyderpeyi piyasaya çıkıyordu.

Mustafa Özcan: Mısır versiyonuyla yalan söyleyen tarih utansın!

16 Mart 2024 Cumartesi 09:17

 Kitabın tiryakileri yeni bölümlerinin çıkmasını iple çekiyor, dört gözle bekliyordu. Zira hepimiz tarihin doğru anlatılmadığın dair kuşkular taşıyorduk.  Hatta kani idik. Bunların cevaplarını arıyorduk.  Tarihi olaylar farklı zaviyelerden paylaşılıyordu. Bundan dolayı İbni Haldun’un yaptığı gibi toparlayıcı bir tarih felsefesine dayanması gerekiyordu. Yani süzmesi ve sağlaması yapılmalı idi. Tarih tashih sürecinden ve süzgecinden geçirilmeliydi.  Elbette bu gayretkeşlik bazen ‘tarih bizim tarafımızda olmalı’ noktasına kadar da varabilirdi.  Bu durumda itidal noktası yerine ifrat ve tefrit kefeleri oluşabilirdi. Nitekim İkinci Abdulhamid meselesi veya anlaşılması böyle olmuştur. Necip Fazıl ve onun izinden gidenler İkinci Abdulhamid’i bayraklaştırmışlardı.  Mehmet Akif gibiler ise onu ve dönemini sorguluyorlardı.  Mehmet Akif bir İslamcı olmakla birlikte İkinci Abdulhamid’i sorgulamakta Namık Kemal ve Tevfik Fikret çizgisiyle buluşuyordu. Muhtemelen tek yanlı kahraman üretmeler ya da tersi durumlar yani sadece karalamalar gerçekleri pek aksettirmiyor.  Bu nedenle de tashihe dair satırlar hayatın çizgisiyle her zaman buluşamıyor.  Dolayısıyla süzgeçten geçirme de, sağlamasını yapma da geniş bir bilgi dağarcığı ve geniş bir yelpaze ve ufuk gerektiriyor. Ehliyet ve onun ötesinde hazım gerektiriyor.   

   Bu anlamda Mustafa Müftüoğlu yalan söyleyen tarihi ayıklama sürecinin altından ne kadar kalkabildi ve hakkını ne kadar verebildi, tartışılır. Bazı düzeltmeler şüphesiz indi ve kendi hükmü olarak kalır. Bununla birlikte Mustafa Müftüoğlu ve nesli bu hususlarda samimi bir endişe ve gayret taşıyorlardı. Kıt imkanlarıyla ve belki de yetersiz materyallerle boşluktaki bazı sorulara cevap aradılar. Lakin zamanla ve günümüzde yalan söyleyen tarihi tashih etme süreci küllendi, eski ilgisini kaybetti. Şimdi bu konularla ilgilenen kimselerle pek karşılaşmıyoruz.  Bununla birlikte yeni nesiller adına Mustafa Müftüoğlu ve onun çizgisini takip edenlere şükran borcumuz var.  Sürekli olarak tarihi ve kendimizi tashih sürecinden geçirmeliyiz.  Tuhafut ( Gazali’nin Filozofların Tutarsızlıkları kitabı ) örneğindeki gibi her devirde kırmadan dökmeden yeni karşılaştırmalar yapılmalıdır.

Devamı: https://www.maarifinsesi.com/misir-versiyonuyla-yalan-soyleyen-tarih-utansin/

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.