- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
06 Kasım 2025- İstanbul17°C▼
- Ankara15°C
- İzmir18°C
- Konya17°C
- Sakarya16°C
- Şanlıurfa25°C
- Trabzon16°C
- Gaziantep21°C
MUSTAFA ÖZCAN'DAN: BİR KALENDER İLE BİR MUHADDİS
Yunus Emre ermişlik makamındadır ve dünyalık hiçbir şeye metelik vermez. Adeta yağma makamındadır. Ganimet toplamaz, varlığını ganimet olarak armağan eder, dağıtır.

Bostanlar başın buldum bostanım yağma olsun
Yunus ne hoş demişsin bal u şeker yemişsin
Ballar balını buldum kovanım yağma olsun..
Niyaz-ı Mısri ilginç fikirleri ve düşünceleri olan bir sufidir. Batini, Heterodoks yönleri de vardır. Bu yüzden zaman zaman sürgünlere de gönderilmiştir. Rodos’a sürgüne gönderildiğinde arkada bıraktığı kitaplarının yağmalandığını öğrenir ve bu duygularını Yunus’un ökçelerinin peşinden şöyle terennüm eder.
Sevdim seni hep vârım yağmadır alan alsın,
Gördüm seni efkârım yağmadır alan alsın.
Aldı çü beni benden geçtim bu cân u tenden,
Aklım dahi her vârım yağmadır alan alsın.
Ben varlığımı attım dost varlığına yettim,
Her usluya bazârım yağmadır alan alsın.
Bu, yağmalanan kitaplar karşısında bir kalenderin tepkisidir. Geylani, Bağdat’a gelirken uğruların saldırısına maruz kalır ve eşkıya kitaplarına el koyar. Eşkıya reisinden kitaplarının iadesi için istirhamda bulunur. Lakin eşkıya ona bir hakikat dersi verir ve bilgileri deftere değil, zihnine nakşetmesi gerektiğiniz söyler. O da öyle yapar. Niyaz-ı Mısri ise kitaplarının yağmalanmasından dolayı gamlı ve mağmum değildir. Zira o satırları sadrına veya gönlüne nakşetmiştir. Satır bilgisi onda deruni bilgi haline gelmiştir. Buna mukabil, Hasan el Benna’nın babası Abdurrahman el Benna tevsik ve belgelendirmeye dayanan çalışmalar yapmakta ve hadis şerhleri üzerine çalışmaktadır. Bundan dolayı kitapları konusunda titizdir. Bu vesile ile kütüphanesine, kendisinden ödünç kitap istenmemesiyle ilgili bir rubai asar: Rubai aynen şöyledir:
Ela ya müstaire’l kütübi da’ni,
Feinne iareti lülkütübi arun
Femahbubi mineddünya kitabun
Hel ebsarte mahbuben yüaru?
Ödünç kitap isteyen nadan, bırak beni!
Kitap ödünç vermek namustur, ardır
Dünyadaki tek tutkum ve sevgilim, kitaptır
Hiç gördün mü ki, sevgili ödünç verile?
Cahız’ın eşi de kitapları kuma olarak görmüş ve kitaplarını eşinden kıskanmıştır. Bu şiirler üzerinden muhaddis ile kalender farkını görüyorsunuz. Elbette makam farkı vardır. Yunus veya Niyaz-ı Mısri hali veya makamı, han-ı yağma halidir ve bu makamda yağma caizdir. Lakin ehli zahir ve şeriat nazarında kitaplar yar ve sevgili makamınadır. Ödünç vermek bir yana, namus makamında olduklarından istenmesi bile caiz değildir.
19.04.2013 Milli Gazete
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.