- Hakkımızda
 - TYB Ödülleri
 - Genç Yazarlar Kurultayı
 - Kitaplık
 - Ahlâk Şûrası
 - Yazar Okulu
 - Mehmet Âkif Ersoy
 - Türkçe Şûrası
 - Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
 - Yayınlar
 - Söyleşi
 - Şube Haberleri
 - Salgın Edebiyatı
 - Haberler
 - Şiir Şölenleri
 - Mesnevi Okumaları
 - Kültür & Sanat Haberleri
 - Kültür Kervanı
 - Kırklar Meclisi
 - Duyurular
 - Biyografiler
 
04 Kasım 2025- İstanbul19°C▼
 - Ankara17°C
 - İzmir20°C
 - Konya18°C
 - Sakarya19°C
 - Şanlıurfa24°C
 - Trabzon18°C
 - Gaziantep21°C
 
MUSTAFA ÖZCAN'DAN: DEV SURETİNDEKİ CÜCE
Günümüzde dev suretindeki cüceler ortaya çıkmıştır. Bunlardan birisi de Mısırlı gazeteci Muhammed Hasaneyn Heykel’dir. Kendisine ‘düzenbazlık heykel’i dense sezadır.

‘İyiliğini tamamla’ kampanyasına paralel olarak Muhammed Hasaneyn Heykel de Sabih Kanadoğlu gibi Sisi’nin programını açıklamadan ve kampanya yürütmeden; devlet imkanlarını seferber ederek cumhurbaşkanı seçilmesi gerektiğini savunuyor. Hatta kafadar bazı Ezherliler daha ileri giderek Sisi’nin seçilmesini değil biatla atanmasını istiyorlar! Eski tüfeklerden veya dinazorlar kuşağının son temsilcisi olan Heykel, Abdulfettah Sisi’nin ızdırari veya zorunlu aday olduğunu ve seçiminin de bu çerçevede gerçekleşmesi gerektiğini savunuyor. Zorunlu adaylığın açılımı, Sisi’nin tarihin kritik anlarından birinde ve zor zamanda Mısır’ın kurtarıcısı olarak ortaya çıkmasıdır. Heykel’e göre Sisi, ülkeyi zor durumdan sahil-i selamete çıkarabilecek sihirli çözüme haiz tek adaydır! Amr Hamzavi gibi liberal yazarlar da bu söylemin 1950 ve 1960’lardan kalma olduğunu ve Sisi ile birlikte yeniden hortladığını ifade etmektedir. Gerçekten de sadece 1960’lı yılların Mısır’ına değil dünyasına da geri dönmüş bulunuyoruz. Her tarafta patlak ve çatlak var. Her yerde İslam’a ve Müslümanlara saldırı çığ gibi. Her yerde Müslümanlar kıyımdan geçiriliyorlar. Orta Afrika, Mozambik, Myanmar, Bangladeş yeni kıyım coğrafyaları. Sisi ile birlikte Nasır’ın 1954 yılında yaptıkları geri dönülmüş oldu. Tarih yine tekerrür ediyor.
Muhammed Hasaneyn Heykel gibiler bu kampanyalarla birlikte otokrasiyi teorik zemine oturtuyorlar. Bunun açılımlarından birisi ebedi şef ve ilham verici lider vesairedir. Fehmi Huveydi de eski ustasını paylayarak; dünyada demokrasilerde hatta yarı demokrasilerde bile programsız aday görülemeyeceğini hatırlatıyor. İlk kez Mısır’da programlar üstü bir adayın belirdiğini ifade etmektedir. Bundan dolayı olmalı Dahi Halfan da Sisi’yi Putin’e benzetiyor! Heykel’e dolaylı olarak gönderme yaptığı yazısında Fehmi Huveydi, ortaçağda bile fakihlerin halife adaylarından biat karşılığında yapacaklarına dair taahhütler aldıklarını yazmaktadır (http://garayd.com/index.php? pg=news&id=720552 ). Heykel gibi çizme yalayıcılarına göre (abidü’l piyade) Sisi’nin programa ve kampanyaya ihtiyacı yoktur. O programlar üstüdür ve o programın ta kendisidir! Markaya ihtiyacı yoktur zira kendisi bizatihi markadır!
Heykel denilen cüce aynı zamanda Nasır’ın cilacılarından birisiydi ve bir dönem onu ilahlaştırmakla meşgul olmuştur. fiimdi de Nasır bozuntusu olan Sisi’yi şişirmekle meşgul. Sürekli olarak kendisiyle çelişmektedir. Hatta bundan dolayı bazı eleştirmenleri kaç Heykel olduğunu soruyorlar. Çok yüzlü olduğu kesin. Darbeden sonra Müslüman Kardeşleri itibarsızlaştırmak ve karalamak için kütüphanesini yaktıklarını söylemişti. Ardından bunun yalan olduğunun ortaya çıkmasıyla birlikte geri adım atmıştı. Kütüphanesini İhvan yakmamıştı ama Mısır’ı, parlatmaya çalıştığı Nasır yakmıştır. 1949 yılında darbe öncesinde Nasır, Kahire yangını olarak bilinen yangında Kahire’yi kundaklamış ve yakmıştır. Aslında kundakçılıktan sabıkalı olan Nasır ve kendisidir (http://aljazeera.net/programs/ pages/ 58cd4991-5df9-41a6-b150-71c5e95c080d). Abdullatif Bağdadi hatıralarında bu kundaklama ve yangınla alakalı olarak Nasır’ın rolüne temas etmiştir. Nasır 1954 yılından itibaren hem Mısır hem de Ortadoğu’yu yakmıştır. Yusuf Neda bu dönemle alakalı şunları söylemektedir: “Herkes ilerledi biz ise geriledik…” Nasır ve arkadaşlarında ne din ne vicdan bulunmaktadır. Nasır’ın halefleri şimdi yeni tahribat döneminde menfi rollerine devam etmektedir.
Nasır’ın fırıldaklarından Heykel, Sisi darbesine arka çıkmadan ve onu yönlendirmeden önce 27 Nisan 1992 tarihinde bir makale yazar. Makalenin başlığı ‘Japonya deneyimi’dir. Bu yazısında Cezayir’de cuntanın darbesine karşı çıkar ve büyük bir fırsatın heba edildiğini ve Japonya olma yolundaki Cezayir’in önünün kesildiğine temas eder! Cezayir’de Japonya modelini imha eden yerel cuntaya karşı Mısır’da da 3 Temmuz 2013 öncesi ve sonrası kendi tabiriyle Japonya gibi kalkınma modelini baltalayan ve önünü kesen kendisi ve asker kundakçılar olmuştur. 1954’ün 2013 versiyonunda Mısır’da, kundakçılık Sisi-Heykel ekibiyle birlikte başını bir kez daha uzatmıştır.
14.04.2014 Yeni Akit
- Geri
 - Ana Sayfa
 - Normal Görünüm
 - © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
 
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.