30 Ekim 2025
  • İstanbul5°C
  • Ankara2°C
  • İzmir8°C
  • Konya2°C
  • Sakarya7°C
  • Şanlıurfa14°C
  • Trabzon13°C
  • Gaziantep9°C

MUSTAFA ÖZCAN'DAN: İBNİ HAZM, ULUSALCILARA KARŞI!

İslam tarihi benzeri dönemlerden geçiyor. Emeviler merkezde yıkıldıktan sonra yedi veya sekiz yüzyıl boyunca Endülüs’te yaşamaya devam etti. Bu dönem tarihe bazı kavramlar hediye etti. Bunlardan birisi düvel-i veya mülük-ü tavaif’tir.

Mustafa Özcan'dan: İbni Hazm, ulusalcılara karşı!

mustafaozcan11İslam tarihi benzeri dönemlerden geçiyor. Emeviler merkezde yıkıldıktan sonra yedi veya sekiz yüzyıl boyunca Endülüs’te yaşamaya devam etti. Bu dönem tarihe bazı kavramlar hediye etti. Bunlardan birisi düvel-i veya mülük-ü tavaif’tir. İber Yarımadasında tek çatı altından yaklaşık 20 kadar tayfa devleti türemiştir. Günümüzde bu devletler ulus veya aşiret devletleri olarak anılmaktadır. Aynen Osmanlı’dan sonra Arap âleminin geçirdiği safha ve düştüğü çukur gibi. Bu aşiret veya tavaif devletleri İbni Hazm (Doğum: MS 07 Kasım 994, Córdoba, İspanya Ölüm: 15 Ağustos 1064, Niebla, Huelva, İspanya ) döneminde yaklaşık 20’yi bulmuştur. Küçük yarımadada birbiriyle geçinemeyen yirmi kusur devlet baş göstermiştir. Bu tamamen Endülüs’ün dibe vurduğunu göstermektedir. Cebel-i Tarık’ın karşısında duran Mağrip-Fas sultanları bir iki defa yardım için gelirler ve Endülüs’ün ömrünü uzatırlar. Lakin onlar güneyden gelen kurtarıcılardansa kuzeyden gelen işgalcileri yeğlerler. Arap ulus devletlerinin de Batı’yı tercih etmeleri gibi. Mevcut rejimler rahatlıkla Osmanlı yerine Batı’yı tercih ederler. Zira heva ve nefislerine tapmaktadırlar. Bu ulus veya aşiret devletlerinin akıbetini en iyi görenlerden birisi İbni Hazm olmuştur ve onların iflah ve ıslah olmayacaklarını görmüş ve kayda geçirmiştir. İbni Hazm bütün bu ulus devletlerinden teberri etmiştir. Bu ulus devletler şairin dediği gibidir: Elkabu memleketin fi gayri mevdiiha/ Kelkıtti yehki intifahen savlete’l esedi. Devletin yerinde olmayan lakapları; kedinin aslan gibi şişinmesine benzer! Veya vaziyetleri bir başka şiirde şöyle dile getirilmiştir: Eranibu gayre ennehüm mülükün/Müfettehetün; uyunuhum niyamun/ Kral kılığında tavşanlar; gözleri açık ama uyuyorlar! 
*
Abbasiler tarafından ortadan kaldırılınca Emevilerin son kalıntısı yedi asır boyunca Endülüs’te yaşamaya devam eder. Garaudy burada çöküşün suçunu Maliki fakihlerine yükler. ‘Onların taassubu olmasaydı burada küresel bir medeniyet kurulabilirdi’ demektedir. Galiba onun söyledikleri de fanteziden ibaret. Ama sonunda Endülüslüler kadere ecelleriyle alakalı fetva verdirmiştir. Gözünü budaktan ve kimselerin kınamalarına aldırmayan İbni Hazm bunu görmüş ve bu uğurda kitapları yakılmış ve benzeri âlimler gibi yıllarını sürgünde geçirmiştir. Yaklaşık 20 yılını sürgünde geçirmiştir. Naktu’l Arus Fi Tevarih el Hülefa adlı eserinde bu aşiret ve ya taife devletlerinin ipliğini pazara çıkarmıştır. Bundan dolayı da kimsenin yanında yer bulamamış ve oradan oraya sürülmüştür. İbni Hazm, Abdurrahman Dahil’in torunlarından El Hacib el Mansur’un iktidarı döneminde dünyaya gelmiştir. Ardından hilafetin yıkıldığına ve mülük-ü tavaifin yani ulusal veya aşiret devletlerinin kurulduğuna şahit olmuştur. Herkes bir aşirete veya bir asabiyete dayanmış ve çoğunun din ve ahlaktan nasibi kalmamıştır. Kendilerini batın/karın şehvetiyle, uçkur şehvetine kaptırmışlardır. Bu çalkantılı dönemde yaşayan İbni Hazm hepsini tecrübe etmiş ve denemiş ve içlerinin ve dışlarının kof olduğunu görmüştür. Bu zorba derebeyleri hiçbir ilke, kural ve ahlak tanımamaktadırlar. Bundan dolayı dilinin kemiği olmayan İbni Hazm kalemini serbest bırakır ve kalemi Endülüs boyunca gezinir ve bütün olumsuzlukları yakalar ve kayda geçirir. Hatta Naktu’l Arus adlı kitabında şöyle yazar: İşlerinin haça tapınmakla yürüyeceğini bilseler hiç tereddüt etmeden kendilerine haç edinirler. Bunu fiilen de yapıyorlar, Müslümanların harem-i ismetlerini gayri Müslimlere açıyor ve Müslüman kadın ve çocukları köle pazarında satıyor ve hatta kaleleri gayri Müslimlere bağışta bulunuyorlar ve bahşediyorlar! Şehirlerden İslam’ı ve şiarlarını sürgüne gönderiyor, tahliye ederek buraları çanla süslüyorlar. 
*
İşbiliye Tağutu Mutedit İbin İmad kitaplarını bir meydana toplayarak yaktırmış ve avamı da üzerine kışkırtmış ve talebe edinmesine ve okutmasına izin verilmemiştir. Sonunda Suyuti’nin Nil adalarından birisine çekilmesi gibi köyüne çekilmiş ve 20 yılını tek başına burada geçirmiş ve bu halde iken Hakk’ın divanına vasıl olmuştur. Suyuti gibi kendisini telife vermiş geride muhallet eserler bırakmıştır.
Osmanlı sonrası Arap alemi de yeni bir Endülüşleşme döneminden geçiyor. Endülüs ulusal devletleri 20’yi Osmanlı sonrası ulusal Arap devletleri ise 22’yi buldu. Yeni dönemin de en önemli özelliklerinden birisi, ulus devletleri veya mülük-ü veya düvel-i tavaif dönemidir. Muhammed el Behiy Osmanlı sonrasını dönemi (El İlmaniye kitabında) aynen İbni Hazm’ın Emevi ulusalcıları analiz ettiği tarzda tasvir etmektedir.

15.08.2014 Milli Gazete 

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.