- Hakkımızda
 - TYB Ödülleri
 - Genç Yazarlar Kurultayı
 - Kitaplık
 - Ahlâk Şûrası
 - Yazar Okulu
 - Mehmet Âkif Ersoy
 - Türkçe Şûrası
 - Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
 - Yayınlar
 - Söyleşi
 - Şube Haberleri
 - Salgın Edebiyatı
 - Haberler
 - Şiir Şölenleri
 - Mesnevi Okumaları
 - Kültür & Sanat Haberleri
 - Kültür Kervanı
 - Kırklar Meclisi
 - Duyurular
 - Biyografiler
 
04 Kasım 2025- İstanbul16°C▼
 - Ankara20°C
 - İzmir21°C
 - Konya19°C
 - Sakarya21°C
 - Şanlıurfa25°C
 - Trabzon18°C
 - Gaziantep25°C
 
MUSTAFA ÖZCAN'DAN: İHANET KOL GEZİYOR
Kuveyt’te yapılan Arap Birliği zirvesinde Suriye muhalefetine yönelik uygulamada bir geri adım yaşandı. Önceki Katar zirvesinde Suriye’nin boş olan ve temsil edilmeyen koltuğu muhaliflere verilmiş ve bu koltuğu Muaz el Hatip doldurmuştu.

Kuveyt’te yapılan Arap Birliği zirvesinde Suriye muhalefetine yönelik uygulamada bir geri adım yaşandı. Önceki Katar zirvesinde Suriye’nin boş olan ve temsil edilmeyen koltuğu muhaliflere verilmiş ve bu koltuğu Muaz el Hatip doldurmuştu. Bu karar Katar’ın cüreti ve cesareti sayesinde alınmıştı. Lakin Kuveyt zirvesinde bir gerileme yaşanda. Irak, Lübnan ve Cezayir’in itirazlarıyla birlikte Suriyeli muhaliflerin yeniden Suriye’nin boş koltuğuna oturmaları engelleniyor. Önceki karar bloke ediliyor. Bunun nedeni, Kuveyt idaresinin kararsızlığı, kendine güveni olmaması; bölgede zıt dalgalar ve rüzgarlar arasında kalmasıdır. Kuveyt Katar gibi sofistike bir ülke olmayıp köşeleri keskindir. Bu kararında İran mihverinden (Irak-Lübnan) çekinmesi etkili olduğu gibi Cezayir’le dostane münasebetleri de belirleyici olmuştur. Bu faktörleri hesaba katmazsak aslında Kuveyt Ahmet Cerbe’nin boş koltuğa oturmasını yeğlerdi. Katar’dan Suudi Arabistan’a geçen Suriye dosyasının yeni sahibi ve onun ekseninde hareket eden Ahmet Cerbe bu karara çok bozulmuş ve kızmıştır. Zirvenin açılışında teamüllerin dışında Kuveyt Emiri Sabah’tan önce söz verilmesine rağmen Suudi Veliaht Selman Bin Abdulaziz kızgınlığını gizleyememiş herkesin Suriye halkını aldattığını ve verilen sözleri tutmadığını hatırlatmıştır. Selman Bin Abdulaziz Kuveyt zirvesinin bile Suriye halkını aldattığını ve taahhütlerini yerine getirmediğini söylemiştir. Ahmet cebre ise bu zirve ve bu tutumla birlikte Suriye rejimine şu mesajın verildiğini ifade etmiştir:” Suriye halkını ve muhalefeti ve devrimcileri kır geç, ez geç ve seni bekleyen boş koltuğuna geri dön…”
*
Bu muamele sadece Suriye muhalefetine yönelik olarak yapılmış değil. Bu nobran muamele ve uygulamadan Türkiye de nasibini ve payını almıştır. Hissi ve hatta fiziki mesafesi Suriye ve Mısır’daki darbeci rejimden pek uzak olmayan Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil Arabi adeta bu nobran ve nadan yaklaşımlara tüy dikmiştir. Suriyeli mültecilere kapılarını açan ve misafirperverlik gösteren komşu ülkelere isim vererek teker teker teşekkür etmiştir. Bunları isim isim saymış ama nedense Türkiye’yi es geçmiştir. Bu bir unutma mı? Yoksa kasıt mı var? Irak, Lübnan ve Ürdün’ü saymış ama dili Türkiye’yi saymaya varmamıştır. Acaba Sisi’den mi yoksa Esat’tan mı ürkmüş ve çekinmiştir? Halbuki, Arap Baharına kadar Türkiye gözlemci sıfatıyla toplantılara çağrılıyordu. Elbette en fazla mülteci barındıran ülkelerin başında Türkiye geliyor. Yine imkanlarını en iyi kullanan ve seferber eden ülke Türkiye’dir! En iyi barınma imkanı sağlayan ülke yine Türkiye’dir. Lakin belki de BAE ve Mısır gibi ülkelerin korkusuyla Nebil Arabi şükran-ı nimette bulunamamıştır. Bu da karakter yapılarını ve niye İsrail veya bölgesel düşmanlarıyla başa çıkamadıklarını göstermektedir. Çaresizliklerinin nedeni iyiliğe bed muamele etmektir. Nebil Arabi’nin bu kasıtlı suskunluğu Kemal Kılıçdaroğlu’nda yerini kasıtlı laf kalabalığına ve sataşmalara bırakmaktadır. Ona göre, Erdoğan’ın eli Suriye’de kardeş kanına bulanmıştır! Peki Esat’ın ve İran ve müttefiklerinin eli kime ve neye bulaşmış? Herhalde Suriye halkı onların kardeşi değil!
Yazının devamı için: http://www.dunyabulteni.net/yazar/mustafa-ozcan/19604/ihanet-kol-geziyor
- Geri
 - Ana Sayfa
 - Normal Görünüm
 - © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
 
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.