- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
08 Kasım 2025- İstanbul16°C▼
- Ankara13°C
- İzmir15°C
- Konya13°C
- Sakarya14°C
- Şanlıurfa20°C
- Trabzon17°C
- Gaziantep15°C
MUSTAFA ÖZCAN'DAN: İKİNCİ RİDANİYE SAVAŞI
Bugünlerde Kahire’de Yavuz’un karaltısı görünüyor. Abbasiye’de askerle siviller arasında yapılan meydan savaşına kimileri ‘İkinci Ridaniye Savaşı’ diyor.

Mahmut Nafi adlı yazar Abbasiye’nin sembolik anlamı üzerinde duruyor. Burada askeri cuntanın beşinci kol faaliyetlerini yürüten baltacılarıyla Hazım Ebu İsmail yanlıları arasında meydana gelen arbede sırasında aklın kaybolduğunu ve belki de tek akıllı mekânın deliler diyarı veya hastanesi olarak kaldığına işaret ediyor. Akıllıların bu akıldışı kavgaları karşısında delilerin lisan-ı halleriyle dile geldiklerini ve ‘Dışarıdakilerin yeri bizim yerimiz, bizim yerimiz de onların yeri’ dediklerini aktarıyor. Hatta Birinci Abbas Hilmi tarafından yaptırılan Abbasiye’deki psikolojik tedavi merkezinin arbedeye katılanların çılgınlıklarına cevap veremeyeceğini ve kifayet etmeyeceğini ve onların yerinin daha azgın delilerin atıldığı Sultan Kalavun’un yaptırdığı ve eski bir sufi hankâhı olan Hanke olduğunu ifade ediyor. Seçimlere katılacak 13 adaydan birisi olan Muhammed Selim Avva ve Mısır’ın son feslilerinden olan Hafız Selame, arbedenin devrime kastedenler tarafından kasıtlı olarak çıkarıldığını ve komplodan ibaret olduğunu savunmaktadır. Bu akil zevat hem askerleri hem de Hazım Ebu İsmail taraftarlarını itidale çağırmaktadır.
¥
Mısır’da devrim ağır aksak bir şekilde yoluna devam ediyor. Hedefine yaklaştıkça gerginlik de artıyor. Sivillerin de hataları olmakla birlikte askerler istikbalde kazanımlarını korumaktan maada daha güçlü bir mevkii kazanmak istemektedirler. Bu da çekişme ve çatışma ortamını doğurmaktadır. Askerler geçiş süresini uzattılar ve daha da uzatmanın yollarını arıyorlar. Bu da askere karşı sivillerde zaten olmayan güven eksikliğini daha da tetikliyor. Sivil hayata geçtikten sonra da askerler güçlerini korumak istiyorlar. 1960 darbesinden sonra Türkiye’de yeniden kışlasına çekilen askerler, yeni dönemde siyasi sistemi sivilleri zayıflatmak üzere kurmuşlardı. Kendi kurmuş oldukları kurumlar askerin vesayetini siviller üzerinde hissettirecekti. Bundan dolayı da 1960 darbesinden sonra atanmışlar ve seçilmişler ayrışması ve kutuplaşması yaşanmıştır. Mısır’da da askerler; Türkiye’nin 1960’da yaşadığı, 1980’lerde yeniden konsolide edilen sistemi yeni dönemde ülkelerine adapte etmek istiyorlar. 12 Eylül Anayasası’nı taklit etmek istemelerinin nedeni de bu. Bunu en iyi uygulayabilecek başkan adayları, sivil kesimlerde bir tabana veya cemaate yaslanmayan adaylardır... Altı boş olanlardır. Bunlar askerin kıskacına veya parantezinde kalmaya mahkûmdur. Amr Musa şimdiden ülkeyi güvenlik kurulu tarzı bir yapı ile yönetmeye hazır olduğunu söyledi. Camp David’in geride kaldığını söyleyerek de halka da göz kırpmış oldu. Dolayısıyla Mısır’daki kavga Türkiye’nin iki modeli arasındaki kavganın izdüşümünü temsil ediyor. Mısır’da yaşanan, iki tarz-ı Türkiye arasında bir kavgadır. Onun ötesinde Abbasiye’de sivillerle askerlerin kavgası Yavuz ile Tomambay arasındaki kavgayı akla getiriyor (http://www.alarabiya.net/ views/2012/05/03/211920.html). Abbasiye Meydanı’nda Hazım Ebu İsmail taraftarlarıyla baltacılar arasında çıkan arbedeye müdahale edilmemesi muvazaa olarak nitelendirilmektedir. New York Times gazetesi gibi gazeteler tarafından durum baltacılarla askeri cunta arasında muvazaa olarak değerlendirilmiştir. Hırs, aklı alıyor. Hırsını aşmış deliler bile akıllı görünen muhterislerden daha az zararlı kalıyor. Deliler sistematik çılgınlık yapabilecek durumda değil. Hiçbir deli milyonlarca insanı kendi hırsı için ateşin içine atamaz. Lakin kaçık akıllılar bunu yapabilirler. Bundan dolayı birilerinin çılgınlar karşısında deliliğe öykünmesi boşuna değil.
07.05.2012 Yeni Akit
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.