- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
07 Kasım 2025- İstanbul17°C▼
- Ankara14°C
- İzmir17°C
- Konya12°C
- Sakarya16°C
- Şanlıurfa18°C
- Trabzon15°C
- Gaziantep17°C
MUSTAFA ÖZCAN'DAN: ŞAM GÜNEŞİ DOĞUYOR
Suriye devrimi nice zorlukları göğüsleyerek iki yılı geride bıraktı. Şam (Suriye) halkı büyük bedeller ödedi. Lakin ilk günden beri sorulan soru hâlâ varlığını sürdürüyor.

¥
Suriyeli muhaliflerden Halit Hoca bazı şartlar dahilinde Suriye rejiminin ocak ayında çökeceğini varsaymıştı. Tarihler tutmadı. Nedeni şartların olgunlaşmamasıdır. Suriye rejimi silahları tesirsiz kaldığında daha çaplı ve etkili olanları devreye sokuyor. Uçaklardan sonra kimyasal silahlar ve füzeler kullanmaya başladı. Halit Hoca ağır silahları devreye sokmaması halinde rejimin ocak ayında devrileceğini öngörmüştü. Bununla birlikte, Suriye rejimi daha ileri ve ağır silahları devreye soktuğundan ilerleme istenilen seviyede olmamıştır. Bununla birlikte, Afgan mücahitleri Rus işgalindeki ilk şehir olarak Host şehrini düşürmüşlerdi. Suriye’de de mücahitler Rakka’yı düşürdüler ve bununla rejimin surlarında onarılmaz bir gedik açtılar. Gerisi inşallah çorap söküğü gibi gelecektir. Olayların seyri hızlanmış oldu. Her gün rejime ait uçaklardan bir ikisi düşürülmektedir. Onun dışında Arap Birliği ilk defa ileri bir karar alarak, Suriye’nin koltuğunu muhaliflere bırakma kararı aldı ve üyelerinden de muhalifleri silahlandırmasını istedi. Bu geç kalınmış bir adım olmakla birlikte büyük bir adımdır. Muhaliflere meşruiyet sağlamaktadır. AB ve ABD’nin tavrında bir değişiklik olmamakla birlikte yine de bir kıpırdama veya sinyali var.
¥
Askeri sahadaki ve diplomatik alandaki değişimleri veya kıpırdamaları dikkate alan Suriye Ulusal Konseyi Başkanı George Sabra, Şam güneşinin doğmakta olduğunu ifade etmiştir. George Sabra hiç ayrım gözetmeden Suriye’de ellerdeki bütün silahları devrim silahı olarak nitelendirmiştir. Velit Canbolat daha da ileriye giderek Esat yerine Nusret Cephesini yeğlediğini söylemiştir. The Guardian gazetesi de Nusret Cephesinin kimlik katliamı yapmadığını Şehitler Nehri olarak anılmaya başlanan Halep’teki Kuveyk (Quweig) Nehri ölülerinin de rejimin işi olduğunu yazmıştır. Baştan beri bütün katliamları rejim yapmış ama çamuru hep muhaliflere atmıştır. Suriye’yi yönetenler bir devlet değil bir çetedir ve onu destekleyen Rus devleti de tanıyanlarının adını koyduğu gibi bir mafya devletidir. Suriye Müslümanları burada birinci derecede kendileri için ikinci derecede de insanlık için bu hilkat garibesi rejimle çarpışmaktadır. Lakin artık rejim gargara anındadır ve yüzülmüş mesele kuyruğuna gelmiştir. Hür Suriye Ordusunun Komutanı Tuğgeneral Selim İdris nitelikli silah edinmeleri halinde rejimin ömrünün bir ay olduğunu söylemiştir. Ruslar ve İranlılar rejimin gitmeyeceğine iman etmiş olsalar da onların bu inançları karanlıkta ıslık çalmaya benzer. Elbette rejimden sonra sıra bir şekilde rejimin dostlarına da gelecektir. Bütün maskeler Suriye’de düşmüştür. Hak ortaya çıkmıştır batıla gönül verenler ise sadece kendini kandırmaktadır.
¥
Not: Baştan beri ülkemiz ve özellikle halkımız, Suriye devrimine gereken desteği vermemiştir. CHP’nin iki de bir Suriye rejiminin imdadına Şam’a koşması ve katliamlara destek vermesi, kamuoyu tepkisinin ve caydırıcılığının yeterli olmadığını ortaya koymaktadır. CHP halkını öldüren kalleş bir rejime arka çıkıyor. Yaptıklarını kınamak yerine yalnızlığını gidermek için huzuruna çıkıyor! Halbuki, Suriye halkından sonra bu ülke insanına yardım etmek en fazla Türk halkının boynunun borcudur. Zira komşumuzdur, yaşananlar sınırımızda cereyan etmektedir. Her açıdan oradaki gelişmelerden birinci derecede sorumluyuz. Bu gecikmeyi telafi babından Suriye devriminin patlak vermesinin üçüncü sene-i devriyesinde yapılacak etkinliklere katılmamız asgari de olsa görev kazası olacaktır. Suriye Halkıyla Dayanışma Platformu, devrimin yıldönümünde Cuma namazına müteakip Fatih’den Saraçhane’ye doğru bir yürüyüş tertip etmektedir. Bütün halkımız davetlidir. Onların zaferi bizim zaferimiz ve onların bayramı bizim bayramımızdır. Matemde onları yalnız bıraktık. Bari arifesinde bayramlarına ortak olalım.
13.03.2013 Yeni Akit
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.