- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
05 Kasım 2025- İstanbul15°C▼
- Ankara9°C
- İzmir17°C
- Konya12°C
- Sakarya17°C
- Şanlıurfa18°C
- Trabzon15°C
- Gaziantep12°C
MUSTAFA ÖZCAN'DAN: VİTRİN DÜZENLEMESİ
Hasan Ruhani göreve gelir gelmez işe hızlı başladı. Gelir gelmez, önceden belirlenen gündemi olduğu anlaşılan Batı ile detente/yumuşama politikası izlemeye başladı.

*
Holokost atıfları üzerinden Batı’nın gönlüne ve zihnine girmeye çalışıyorlar. Hatta o kadar mübalağa ediyorlar ki, ‘İran’da Holokost’u inkâr eden tek bir kişi var. O da Nejad’dan başkası değil’ diyorlar. Bu kadarı da fazla ve ifrat halinden tefrit haline geçmektir. Geçmişte Holokost siyasi veya ideolojik bir malzeme yapılırken şimdi de tersinden veya pragmatizm üzerinden aynı şey yapılıyor. Geçmişte bu politika İslam dünyasının kalbine girmek için yapılıyordu. Şimdi ise tersinden Batı’yı kazanmak ve detante’ın anahtarı olarak görülüyor. İran yeni dönemde Batı’ya açılmak için ivedilikle bir vitrin düzenlemesi yaptı. Bu vitrin düzenlemesinde Yahudiler ve kadınlar öne çıktı. Çarşaflı bile olsa dışişleri bakanlığı sözcülüğüne bir kadının atanması Batı’da pozitif etki yaptı. Özellikle kadın çevrelerinde. Nilgün Cerrahoğlu gibi kimi yazarlar kendi zaviyelerinden giyim kuşamına aldırmadan bu atamayı alkışladılar. Bu mesele biraz yarışa döndü ve lisan-ı halleriyle benzeri hükümetlere ‘İran’a bak sen daha fazlasını yap’ diyorlar. Bu atamalarla birlikte onların nazarında İran, kadını dışlayan ‘yobaz’ görüntüsünden kurtulmuş oluyor. İslam dünyasında kadına açılımın nerede duracağını kestiremiyoruz. Abdullah Gül, Tahran ziyaretlerinden birisinde İslam dünyasını kadın konusunda daha esnek olmaya çağırmıştı. Sekülerleşmenin en büyük ayağı kadının kamusal alana veya vitrine çıkmasıdır. İslamcıların bunu savunması en hafif tabiriyle çelişkidir.
*
Batılılar kadınının kamusal alana çıkmasına çok özen gösteriyorlar. Bundan dolayı kadın erkek arasında ayrı gayrı kalmadı. 1997 yılında Clinton döneminin Dışişleri Bakanı Madeleine K. Albright Afganistan-Pakistan sınırında mülteci kamplarını ziyaret ederken Taliban’ı kıyasıya eleştirmiş ve kadın ve çocuklara aşağılık muamele yaptığını ileri sürmüştü. Bundan dolayı böyle bir yönetimle resmi ilişki kuramayacaklarını ilan etmişti. W. Bush döneminde ise 11 Eylül yaşanmış ve Taliban yönetimi devrilmiş ve Afganistan işgal altına girmişti. Sadece Albright değil aynı zamanda Hatemi de Taliban yönetiminin İslam’ın parlak değil karanlık yüzünü temsil ettiğini ileri sürüyordu. Zaten Hatemi’yi destekleriyle kadınlar iktidara taşımışlardı. İran vitrin düzenlerken bütün bunları göz önünde tutmuş olmalı.
28.09.2013 Milli Gazete
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.