- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
09 Kasım 2025- İstanbul21°C▼
- Ankara21°C
- İzmir23°C
- Konya19°C
- Sakarya24°C
- Şanlıurfa27°C
- Trabzon18°C
- Gaziantep25°C
MUSTAFA ÖZCAN'DAN: YA İBRET ALIRSINIZ YA İBRET OLURSUNUZ!
Beşşar rejimine 8 aydır fırsat verildi ve halkıyla uzlaşma yolunu seçmek yerine aksine halkını katletmeye devam etti ve sorgulayanları da Batı işbirlikçisi ilan etti. Krizini bölgeye yaymak istedi.

Şam rejimi baştan beri maskeli balo tiyatrosu oynuyor. Kendisine ait olan şebbiha güçlerini muhalifler gibi takdim etmeye çalışıyor ve şebbihanın öldürdüklerini de muhalefete yüklüyor. Şebbiha basını olduğu gibi şebbiha diplomasisi de var. Rusya ve Çin gibi ülkelere de siyasi şebbiha deniliyor. Diplomat şebbihalardan birisi olan Suriye’nin Arap Birliği’ndeki Temsilcisi Yusuf Ahmet, Katar Dışişleri Bakanı Hamad bin Casim el Sani’nin Amerikalıların ve Batılıların misyonunun bir parçası olduğunu ileri sürdü ve bakanı ihanet ve ajanlıkla suçladı. Kararın ardından Suriyeli şebbiha güçleri meydana inerek Katar, Suudi Arabistan ve Türk temsilciliklerine yönelik taşkınlıklar ve saldırılar yaptılar. Elçilik ve temsilciliklere zarar verdiler. Türkiye buna mukabil Suriye’ye nota verdi. Bu yetmez: Elçiyi çekmek ve elçilerini geri göndermek gerekiyor.
•
Suriye halkının da sabrı da taştı. Suriye Gençleri adlı milli takımın sporcularından olan Abdubasıt Sarot, Arap liderlerinin Suriye’de yaşananlar karşısında kıllarını kıpırdatmadıklarını ve olan biteni ve katliamları maç seyrediyormuş gibi koltuklarına yaslanarak seyrettiklerini ifade ediyor. Sarot, Suriye şebbihalarının Allah’a ve namuslarına küfrettiklerini de ifade ediyor. Gerçekten de Beşşar ve çetesinin avanaklıklarına ve ahmaklıklarına bir son verme vakti gelmiştir. Artık taşkınlıklar meseleyi müdahale zeminine taşıdı. Ok yaydan çıktı. Ve bunu ötelemek veya Beşşar rejimine zaman vermek ve süre tanımak kesinlikle kurbanların sayısını ve bedeli artırmaktan başka bir işe yaramaz. Suriye konusunda keskin viraja gelinmiştir. Rejim sadece içeride değil dışarıda da taşkınlıklarını artırmıştır. Kararlı olmanın dışında başka bir seçenek bırakmamıştır. Sair Abbas’ın Şarku’l Avsat gazetesinde daha önce yapmış olduğu haberin detayları da netleşiyor. Türkiye, uluslararası bir şemsiye olması halinde tampon bölge meselesine sıcak bakmaktadır. Artık bundan böyle Suriye’ye yönelik müdahale senaryoları Arap-Türk işbirliği ve koordinasyonu çerçevesinde taayyün edecektir. Arap Dışişleri Bakanları Rabat’ta Ahmet Davutoğlu’nun da olduğu bir ortamda bir araya gelecekler. En azından böyle bir çağrı var. Muhaliflerden ve insan hakları aktivistlerinden Ammar Kırbi’nin (Kurebi) de ifade ettiği gibi, Arap bakanlar aralarında tampon bölge oluşturulması meselesini görüşecekler. Türkiye böyle bir tampon bölge olacaksa bunun 5 kilometre (derinlik) ile sınırlı kalmasını istiyor. Muhalifler ise 30 kilometre derinliğinde olması arzusundalar. Görüldüğü gibi, bu hususta Türkiye yine çekimser davranıyor. Halbuki çekimser davrandıkça Suriye halkının çilesi ve kayıpların yekünü artıyor.
Mezhep dayanışmasıyla olsa gerek İran ve Irak yönetimi hâlâ şebbiha rejimini desteklemeye devam ediyor. Irak hükümet Sözcüsü Ali Debbağ, Suriye konusunda çifte standart uygulandığını savunmuş ve Suriye’nin Arap Birliği üyeliğinin askıya alınmasına itiraz etmiştir. Suriye Temsilcisi şebbiha diplomat Yusuf Ahmet ise Arap Birliği’nin bu kararıyla meseleyi uluslararası bağlama taşıdığını ve dış müdahaleye zemin hazırladığını ve daha önce de Irak ve Libya meselelerinde böyle davrandığını ileri sürüyor. Lakin unuttuğu bir şey var: Kimseye kendini toparlaması için bu kadar lüks bir süre tanınmamıştır! Bunu da İsrail’e yaptığı hizmetlere saysın. Beşşar ve akılsız iktidarı bir Arap hikmetini unutmuş görünüyor: Akil adam başkalarının akıbetinden ders alan ve çıkartan kimsedir. Ahmak ise başkalarına ibret olandır. Ya ibret alırsınız ya ibret olursunuz.
15.11.2011 Yeni Akit- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.