- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
06 Kasım 2025- İstanbul18°C▼
- Ankara18°C
- İzmir22°C
- Konya21°C
- Sakarya19°C
- Şanlıurfa26°C
- Trabzon17°C
- Gaziantep23°C
MUSTAFA ÖZCAN'DAN: YAHUDİLER VE İRAN MİHVERİ
2007 yılından beri İsrail hiç karşılık görmeden, sektirmeden Suriye’ye vuruyor. Şimdi Suriye rejiminin yeni bir cephe açabilecek pozisyonda olmadığı varsayılabilir. Lakin biz cevabını saklı tuttuğu iyi günlerini de biliyoruz.

Peki bu durumda Suriye bataklığına damardan giren Hizbullah İsrail karşısında niye sessizliğe bürünüyor? Silahların Hizbullaha gideceği varsayılıyor ve onun ötesinde İsrail Lübnan hava sahasını kullanıyor! Suriye meselesi Hizbullah için ölüm kalım meselesi ise neden İsrail’i karşılıksız bırakırlar? Halkı, devirmesin de İsrail döverse dövsün havasındalar. Hala Suriye rejimi muhaliflerin İsrail tarafından kışkırtıldığını söylüyor. Doğru ise ana eksene niye saldırmıyor? Bunun cevabı İran ekseninin temel düşman tanımındadır. Onlara göre, Yahudiler veya Hıristiyanlar olsa olsa tali düşmandır. Asıl düşman içtedir ve Suriye rejimi kendi hesaplarına ve vekaleten bu düşmanla boğuşmaktadır. İran mihveri İsrail’le boğuşacağı yerde İsrail ve ABD’nin ajanları nazarıyla baktığı Sünnilerle boğuşmayı yeğlemektedir. Tahran’daki geçici Cuma Hatibi ve Hamaney’in yardımcılarından Muhammed Emami Kaşani cuma hutbesinde Selefilere saldırarak onların ne ne Şii ne Sünni ne de Müslüman oluklarını söyledikten sonra onları Siyonistler olarak tanımlamıştır (http://elmokhalestv.com/index/details/id/60536 ). Şii olmadıkları tamam da diğer ifadeler zaittir. İhsan İlahi Zahir sistematik olarak Şia’nın Yahudilikle kare köklerde buluştuğunu yazması nedeniyle büyük ihtimalle İran ajanları tarafından tasfiye edilmişti. El Cezire’den Faysal Kasım, Şii asıllı Muhammed Sadık el Hüseyni ile Suriyeli akademisyenlerden Mahmut Dugaym’ı konuk ettiği bir programda bu meseleyi tartıştı. Programda Mahmut Dugaym’a yönelttiği ilk soru, “Siyonizm ile İranlılar arasına nasıl bir bağ kurabilirsiniz” sorusu olmuştur. Siyonist projenin harici bir proje olduğunu ve zararlarının anlaşılmasında herkesin hemfikir olduğunu bundan dolayı yıkılıcılıkta Safevi ve Sasani projesinin gerisinde kaldığını söylemiştir. İsrail’in Husiler örneğinde olduğu gibi Yemen’e ve başka noktalara ulayamadığını ama İran’ın ulaştığını hatırlatmıştır. Siyonistlerin hedefinin Kudüs iken Safevilerin hedefinin Mekke ve Medine olduğunu söylemiş ve bir atıfta bulunmuştur. Şia alimlerinden el Meclisi, Mehdi’nin huruç vaktinde Kabe’yi yıkacağını rivayet etmektedir (http:// www.accessmylibrary. com/article-1G1-159015507/al-jazeera-talk-show.html).
07.05.2013 Yeni Akit
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.