19 Mayıs 2024
  • İstanbul20°C
  • Ankara20°C

MÜZEYYEN ÇELİK K.: GÜNÜMÜZÜN ANLATICILARI: F. MERT ERDOĞAN İLE KONUŞTUK

Kişiyi yazmaya yönelten temel etken hayaller mi yoksa gelişen şartlar mı? Ya da diğer bir etken... Sizde hangisi daha etkili oldu?

Müzeyyen Çelik K.: Günümüzün Anlatıcıları: F. Mert Erdoğan İle Konuştuk

07 Eylül 2023 Perşembe 13:38

Sanırım daha çok kalıcı olmak ve kayıt oluşturmak amacıyla yazıyorum. Zamanı dondurmak tıpkı sinemadaki gibi bambaşka kodlarla edebiyatta da var. Aynı zamanda yazı diline sinen tecrübeleri başkalarıyla paylaşmak isteğinden… Kişinin ruhunu başkalarına açabilmesinin birçok yolu vardır, sanat bu işin aracıdır ve yazmak da bir yöntem sonuçta… Büyülü bir yöntem çünkü kelimelerin ruhu var. Ben de yaşadıklarımı bu ruh yoluyla aktarma yoluna gittim.

Anlatmanın arkaik yanı düşünüldüğünde, anlatının kutsal yanı var gibi görünüyor. Sizce de öyle midir?

Hikaye anlatıcılığının tarih öncesi çağlara dayandığını biliyoruz… Bu hem çocuk olmak hem de bilgelikle ilgili arkaik bir durum sanırım. Yani hem bir dinleyen, hem bir dinleyicinin olduğu bir durum. Bir hekim olarak mesleğime kutsallık atfedildiği kadar hikaye anlatıcılığının da bununla bir ilgisi olduğunu düşünüyorum… Sanırım iki insanı birbirine bağlayan, aynı zamanda iyileştiren, şifalandıran bir süreç olmasından ileri geliyor… Çünkü bir şeyler anlatmanın dahi insanın beyin yapısı içerisindeki nöronlar arasındaki gerilimi açığa çıkardığından bahsedilir… Ben dinlemeye çok önem veriyorum. Bu sürecin dahil olduğu her süreç kutsaldır bana kalırsa, tabii kutsallıktan herkesin ne anladığına bağlı olarak değişir.

Post modern anlatım imkânları bağlamında metinlerarasılık yanında türlerarasılık da gündemde. Hatta aynı metinde hem modern hem de post modern imkânlar birlikte kullanılabiliyor. Bu konunun bir şablona oturması gerekir mi?

Değişip dönüşebilen bir çağda yaşıyoruz, her çağda olduğu gibi ve türlerin, biçemlerin bize ne getirdiğini, neler getireceğini bilmiyoruz. Bir bilinmezliğin içinde her şeyin kabul görmeye başladığı bir dönemdeyiz, o nedenle her türden esere şans tanınması gerektiğini düşünüyorum. Hem şiir hem düzyazı, ya da her ikisi birlikte bir eserde neden olmasın? Yeni bir destan bile yazılabilir.

Edebiyat dergilerinde görünüyor musunuz? Görünmek de gerekir mi? Edebiyat dergileriyle ilgili ne düşünüyorsunuz?

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.