- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
05 Kasım 2025- İstanbul15°C▼
- Ankara9°C
- İzmir17°C
- Konya12°C
- Sakarya17°C
- Şanlıurfa18°C
- Trabzon15°C
- Gaziantep12°C
NAMIK AÇIKGÖZ'DEN: "ERKEĞİN OKUMUŞU KADI, KADININ OKUMUŞU CADI OLUR"
Valla ben demiyorum, atalarımız diyo... İnanmayan Selahattin Duman’a sorsun. Ben onun yalancısıyım.

Yani “Maksat kap kalaylamak değil, kıç sallamak!...” (Bak şimdi!... Bu deyimi de sözlüklerden çıkarmaya kalkarlarsa, şaşmam.)
Sözlükler ona buna göre hazırlanmaz sevgili kardeşim. Bilimsel bir sözlük hazırlayan kişi, “Aman şuna zarar gelmesin!...” diye bazı kelimeleri, deyimleri ve atasözlerini kitabına almamazlık edemez. Bu, tıp doktorunun kanser hastasına, “Hiç bir şeyin yok; sapasağlansın” demesi gibi bişi olur. Hiç bir doktor, “Aman hasta ve yakınları üzülmesin!...” diye hastalığı görmezden gelebilir mi?
Sözlük hazırlayan da dilde ne varsa onu yazar. Demek ki eskiden atalarımız, 15 yaşındaki kızın evlenmesinin şart olduğuna yoksa başına kötü işler geleceğine inanıyorlarmış ki “On beşindeki kız ya erde gerek ya yerde” diye bi laf yumurtlamışlar. İlle suçlu arayacaksan, Bakanlık ve merhum Ömer Asım bey’le niye uğraşıyorsun birader; git atalarını suçla!...
Mesela ben şimdi bir atasözü kitabı hazırlasam, Ege be Trakya’da çok kullanılan “Erkeğin okumuşu kadı, kadının okumuşu cadı olur” sözünü, tâife-i nisâyı kızdırmayayım diye almayacak mıyım? (Ömer Asım’ın kitabında bu söz var mı yok mu bakamadım. Çünkü kitap fakültede ve ben bu yazıyı evde, bahçemin güzel çiçekleri ile sohbet ede ede, bir yandan da hayatla matrak geçe geçe yazıyorum.)
Veya aklıma hemen geliveren “Bağa erik, eve Yörük sokma, Yörük ne bilir bayramı, lak lak içer ayranı, Yörük Yörük yörüdü, kıllı deri sürüdü” gibi lafları, “Yörükân taifesini kızdırmayayım” diye (Fakir de süzme Yörük’tür; umutulmaya!...) almayacak mıyım?
Karaman halkını kızdırmayayım diye “Karaman’ın koyunu, sonra çıkar oyunu” (Burdaki “koyun” malum hayvan değil; “koymuna gir”deki “koyun”dur. Bu arada bir yanlışı da düzeltelim.) lafından mahrum mu kacalacak hazırlayacağım kitap?
Veya gene Karaman halkını kızdırmayayım diye 15.ve 16. yüzyıl şiirlerinde de geçen “Karaman bahşişi” deyimini, kitabıma almayacak mıyım? (“Karaman bahşişi” deyimi, önce bağışlayıp sonra geri almak için kullanılır. Bu konuda, Necati Bey Sempozyumunda sunduğumuz ve yayınlanan bilimsel bir tebliğimiz bile var abi.)
Etnisitelerle, cinsiyetlerle, mesleklerle ilgili bir sürü atasözü ve deyim var. Buraya bir kaçını yazsam fitne çıkar ama deyim ve atasözü kitaplarında var bunlar!... Ne yapalım yani; “Atalarımız böyle bir söz söylemedi” mi diyelim?... (Şu atalarımıza da çok kızdığımı belirtmeliyim. Bütün deyim ve atasözlerini söylemişler, bize söyleyecek laf bırakmamışlar. Gerçi okadar da değil. Bir makama atananlara söylenecek olan “Karşılayanı boş ver, uğurlayanın kaç kişi” veya “Kralların dedikleri değil, kuralların dedikleri geçerlidir.” gibi laflarımız da var hani...)
Neyse... Sadede gelelim...
Kimse “Bilimsel çalışmana şu tür atasözü ve deyimleri al, bu tür olanları alma!...” diyemez. Böyle diyecek olana, “De get allasen!... Bilim yapıyoz burda; ahlak kitabı yazmıyoz!...” denir.
23.09.2013 Habervaktim- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.