- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
09 Kasım 2025- İstanbul14°C▼
- Ankara6°C
- İzmir16°C
- Konya6°C
- Sakarya12°C
- Şanlıurfa15°C
- Trabzon17°C
- Gaziantep11°C
NAMIK AÇIKGÖZ'DEN: KÜRD, KÜRD’ÜN KURDU MU?
Latince bir söz vardır, bilirsiniz. “Homo homini lupus”. Bu, “İnsan, insanın kurdudur” demektir. Latinler söyler de, atalarımız durur mu?.. Onlar da yapıştırmışlar hikmetli bir söz: Ağacın kurdu içinde olur.

Türkiye’de 30 yıldır süren terör, en fazla Kürtlere zarar veriyor. Çatışmalarda ölenler de Kürt, silahlı propaganda amacıyla köyleri basılıp öldürülenler de... PKK’nın örgüt içi infazlarla öldürdüğü Kürtler ise ayrı bir trajedi. Öcalan örgüt içi infazlarla 15 bin Kürt öldürüldüğünü söylemişti 2008’lerdeki bir avukat görüşmesinde. Örgütten ayrılan Dara Botan da “Tanrıların Yaratmadığı Cehennem: Bekaa” adlı romanının ilk cildinde bunları trajik bir şekilde anlatıyor. Sonraki ciltlerde neler anlatacak kim bilir?..
*
Terör tırmandıkça, Türk ve Kürt halkı arasında gerilim de artmıştır; kaybeden de Kürt halkı olmuştur.
1984 yılına kadar Türk ve Kürt halkının alıp veremediği bir şey yoktu.. Kız alıp verirlerdi ve hiç kimse gocunmazdı... Kürtçe konuşmayı ilk duyduğumda ilk gençliğimi yaşıyordum ve Azerbaycan Türkçesi gibi biraz naiv ve sempatik de gelmişti. Bazı kelimeleri tanıdıktı ama cümleleri biraz farklıydı... Türklerin çoğu gibi, ilk öğrendiğim Kürtçe cümle “Türkçe nizani” (Türkçe bilmiyorum) idi.
Üniversite yıllarımda, pek çok Kürt “dava” arkadaşımız oldu. Ne biz onların Kürtlüğünden rahatsız olduk; ne de onlar bizim Türklüğümüzden rahatsız oldular...
Şimdi öyle mi?...
İki halkın akl-ı selimi gâlip gelmese, bu ülkede kan gövdeyi götürür. Bu akl-ı selim olmasa, şehit cenazelerindeki öfke, PKK sınırını taşar, bütün Kürtlere yönelirdi. Ama Allah’a şükür ki, her iki halkın kâhir ekseriyetine akl-ı selim hakim. Bu akl-ı selimle terör problemi çözülür fakat bu hususta en fazla gayret, Kürtlere düşmektedir. Çünkü yukarıda da izah ettiğimiz gibi, terörden en fazla etkilenenler de Kürtlerdir.
Gelinen çizgide, PKK terörünü bitirmeye mecbur olan kitle, Kürt kitlesidir. Silahın çözüm olmayıp tam tersi çözümsüzlüğün sebebi olduğunu, artık Kürtlerin fark etmesi gerekir.
Sohbetlerde, bazı Kürt dostlarımız, “Hele haklarımız bi verilsin...” diyorlar. Hak konusuna şimdi girmeyelim; bir hakkın alınması için silaha başvurmak, karşılığını sadece silahla alır. O dostlarıma, “Bu meselenin çözülmesi için, sen ne yaptın?.. Kendin silah alıp adam öldürmedin ama tek çözüm olarak silahı gördün. Kürt kültürü ile ilgili kaç satır yazı yazdın?..” diye soruyorum. Aldığım cevabı tahmin etmişsinizdir: Kocaman bir HİÇ!..
*
Kürtler, Kürt ağacını kesen baltanın sapına karşı tavır takınmazlarsa... Ağacı kemiren kurdun da kendi içlerinde olduğunun bilincinde olmazlarsa... Ve hepsinden de önemlisi, “Ölen ben, öldüren benden” deyip tavır koymazlarsa... Daha çoook Kürt anası ağlar ve yukarıdaki Latince söz “Kurdo Kurdini lupus” olarak değişir.
10.03.2012 Yeni Akit
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.