- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
07 Kasım 2025- İstanbul16°C▼
- Ankara11°C
- İzmir13°C
- Konya7°C
- Sakarya9°C
- Şanlıurfa17°C
- Trabzon15°C
- Gaziantep13°C
NAMIK AÇIKGÖZ'DEN: ÜNİVERSİTELER ÖLMÜŞ DE TOPRAK ATANI YOK
Üniversitede 32 yıldır çalışıyorum. 6 yıl da lisans ve yüksek lisans öğrenciliği... Etti mi 38 yıl?... Yani 38 yıldır üniversite ile haşır-neşir biriyim.

Bir arkadaşım anlatmıştı… Öğrenciler, seçmeli dersi, ilgi duydukları alan değil de en yüksek başarı notunu almak için seçilen olarak görüyorlarmış bölümlerinde. Yani öğrencinin üniversitede okuma amacı üniversal bilgi ile donanmak değil, sınavda en yüksek notu almak…
Bir başka arkadaşım anlatmıştı. Dersinde 1 kitap ve 3 makaleyi okumalarını söylemiş öğrencilere... Okuyan olmuş, okumayan olmuş… Sınavdan sonra öğrenci, arkadaşıma, "Hocam okuttuğunuz kitaptan ve makalelerden soru çıkmadı. Şimdi biz bunları boşuna mı okuduk?..." diye sormuş. Zihniyete bakar mısınız? Öğrencinin amacı bilgiyle donanmak değil, not almak!
Büyük üniversitelerde çalışan bir arkadaşım anlattı. Öğrenciler bir hocanın verdiği ödevi, gidip kütüphanelerden araştırmak yerine, diğer hocaya gidip komprime bilginin olduğu yayınlar istiyorlarmış. Konuyla ilgili olup bilgi çıkarılacak makale, kitap falan istemiyorlarmış haa!... Hap gibi komprime bilgi. Hiç anlama cehdi göstermeden bir kağıda aktarılacak… O kadar!...
Bir gün Osmanlıca dersindeyiz… Sınav notu dışında, ödev notu da veriyoruz. Ben, ödevi, derste metin okumaya göre veriyorum. İyi okuyana artı, yarım yamalak okuyana yarım artı, çalışmadığını söyleyene veya okuyamayana eksi veriyorum. Bir yarıyılda, her öğrenciye en az 4 defa okuma sırası geliyordu. Bir gün, öğrencinin birine metni okumasını söylemiştim. Öğrenci, "Hocam benim 4 artı'm var zaten; okumama gerek yok" dedi.
Yani, şu anda üniversitelerde, bilgi ile donanma değil, "ölçme-değerlendirme" sisteminin işlemesi fetişizmi var. Başarı sadece sınavda alınan nota ve verilen mezun sayısına bakarak değerlendiriliyor. Temel felsefe, öğrenmek ve bilgiyle donanmak değil, "Başar da nasıl başarırsan başar!"dır.
Başarının nota indirgenmesi, üniversite zihniyetini dejenere etmiştir.
Böyle öğrencinin hayr umulur mu istikbâlinden?
05.01.2013 Yeni Akit
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.