- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
05 Kasım 2025- İstanbul15°C▼
- Ankara9°C
- İzmir17°C
- Konya12°C
- Sakarya17°C
- Şanlıurfa18°C
- Trabzon15°C
- Gaziantep12°C
NAMIK AÇIKGÖZ'DEN:KÜRTÇE EĞİTİM
Bir kültür adamı ve hatta bir edebiyat akademisyeni olarak, Türkçe dahil hiç bir dille duygusal bir ilişkim yok.

Bence pratikte Kürtçe’nin eğitim dili olmasında hiç bir mahzur yok... Korkmayın!... Kürtçe eğitim dili olursa, Türkçe bitmez. Yüzyıllardır ilişkide olduğu kültürler ve diller bitirememiş Türkçe’yi, Kürtçe’nin eğitim dili olması mı bitirecek?
Bu iş taa baştan yanlış yapılmış zaten... 1925 Şark Islahat Planı ve daha sonra bu plan çerçevesinde gerçekleştirilen uygulamalar, konuyu hep hasır altına süpürmekle halledildi diye düşünüldü.
Ama olmadı işte!...
Pozitivist-modernist zihniyet, entegre etmek yerine asimile etmeyi tercih edince, kabak günümüz insanının başında patladı. 30 sene öncesine kadar Kürtlük veya Türklük konusunda silaha sarılmayı aklından geçirmeyenler, 1984’ten beri, birbirlerine silah sıkıyorlar. Sıkılan silahların döktüğü kan ortadayken bir Egeli’ye “Kürtçe eğitim” dediğiniz zaman aklına ilk gelen şey, kan olmaktadır. PKK, böyle bir “felâketin başarısı” (catasrophic succes)’na imza atarak, mevcut yaraları derinleştirmiş ve onarılmaz hâle getirmiştir.
Bugün mesele sadece bir “dil kullanma hakkı” sınırlarını aşmış, 30 yıldır yaşanan vahşetin yarattığı olumsuz psikolojinin sembolü hâline gelmiştir.
30 yıldır ölen Türkler’in bir kısmı, belki yaşasaydı bir Kürtle evlenecek veya tam tersi, ölen Kürt belki bir Türkle evlenecekti ve her ikisi için de hangi milletten olduklarının hiç önemi kalmayacaktı.
Kürt veya Türk olmayı hiç mesele etmemiş binlerce Mehmetçik, yaşanan vahşette hayatını kaybetti. Onlar için dağlarda çatışmalara girmek sadece bir görevdi. Onlar, askerlikleri bitince, Kürt meselesi diye bir meseleleri olmayacaktı. 1925’ten beri devletin yaptığı hata yüzünden, 20 yaşındaki gençler ölmemeliydi ama o gençler şehit oldular. Devletin yaptığı hatalar yüzünden o gençler şimdi aramızda değil; her biri bir ocağa ateş düşürerek gitti...
Ama Türk ama Kürt, binlerce ocağa ateş düşmüşken bu ülkeye dil meselesini dayatmak, sorunu çözmek değil, tam tersi düğümü kördüğüm hâline getirmektir.
Demem o ki, şu travmatik dönemde, Kürtçe’nin eğitim dili olmasını istemek, yaraya tuz serpmektir; iyileştirmek değil. Yapılacak en akıllı şey, travmatik dönemlerin izlerini silecek tedbirler alıp konuyu zamana bırakmaktır.
28.09.2013 Habervaktim.com
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.