- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
05 Kasım 2025- İstanbul17°C▼
- Ankara18°C
- İzmir22°C
- Konya19°C
- Sakarya19°C
- Şanlıurfa26°C
- Trabzon18°C
- Gaziantep24°C
NASUHİ GÜNGÖR'DEN: DİN, SİYASET VE DÜNYA
Rusya, Sovyet imparatorluğu döneminde yakın çevresi olarak kabul edilen alanlarda varlığını yeniden ve güçlü biçimde hissettirirken, Ukrayna örneğinde olduğu gibi Avrupa Birliği ve ABD bu etkinliği kırmanın peşinde.

Rusya, Sovyet imparatorluğu döneminde yakın çevresi olarak kabul edilen alanlarda varlığını yeniden ve güçlü biçimde hissettirirken, Ukrayna örneğinde olduğu gibi Avrupa Birliği ve ABD bu etkinliği kırmanın peşinde.
Dehşet verici soğuğa rağmen meydanlara yansıyan bu çatışmanın mutlak galibi olarak Moskova’yı görenler mi yanılacak? Yoksa Putin eninde sonunda imparatorluk rüyasının en azından bir bölümünü gerçeğe mi dönüştürecek? Hep birlikte göreceğiz. Bu paranteze kısa bir süre içinde Ortodoks hattının önemli unsurları da eskisinden çok daha hızlı biçimde entegre olacak. Bu da Rusya’nın doğal gücü.
Söz Ortodoksluğa ve dolayısıyla dine gelmişken, denklemin bir diğer tarafında bulunan İran’ı hatırlamakta yarar var. Tahran yönetimi, her geçen gün artan bir ivmeyle Batı dünyasıyla olan ilişkilerini bambaşka bir zemine taşıyor. Esasen Batı’yı coğrafi bir algıyla tanımlasak bile, İran’ın tümüyle ondan kopuk olduğunu söylemek de doğru sayılmaz. Tarihsel dinamiklerin izini sürmek, sözgelimi İran-Almanya ilişkilerinin birkaç kriz dışında 1979 sonrasında da devam ettiğini bize gösterecektir.
Yok eğer Batı’yı coğrafi olmaktan çok bir dünya tasavvuru olarak ele alıyorsak, İran’ın Rusya ve Çin hattındaki ittifakları dahil, Batı’dan hiç kopmadığını söyleyebiliriz. Biraz karmaşık, evet. Ama sıkça söylediğim gibi, Türkiye’deki İran tartışmaları bir türlü nefret-muhabbet kıskacından çıkamadığı için bunları konuşamıyoruz.
Ancak, tüm bunları yapan İran’ın, aynı zamanda kendi doğal dinamiği olan Şiilik üzerinden de çok geniş bir nüfuz alanı elde ettiğini, bunu ustaca kullandığı için de hemen her masada elini güçlendirdiğini unutmayalım.
Yazının devamı için: http://haber.stargazete.com/yazar/din-siyaset-ve-dunya/yazi-815374
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.