- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
09 Kasım 2025- İstanbul14°C▼
- Ankara6°C
- İzmir16°C
- Konya6°C
- Sakarya12°C
- Şanlıurfa15°C
- Trabzon17°C
- Gaziantep11°C
NASUHİ GÜNGÖR'DEN: RUSYA, TÜRKİYE VE DUGİN
Tam bir yıldır Suriye’yi konu alan onlarca yazı yazdım. Pek çok toplantıya konuşmacı ya da müzakereci olarak katıldım. Hasılı okudum, yazdım, konuştum, dinledim.

***
Madem Suriye ile başladık, oradan devam edelim.
Rusya’nın Suriye konusunda giderek ağırlığını daha fazla hissettirdiğini, özellikle rejimin değişim sürecinde kilit rol oynamak istediğini daha önce değerlendirmiştik. Dün Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov ‘Esad yönetiminin reformları gerçekleştirme konusunda geç kaldığını’ ifade etti. Rusya bir yandan Suriye’ye yönelik bir askeri müdahaleyi engellemeye çalışırken, diğer yandan da bu ülkede bazı reformların hayata geçirilmesi yönünde baskı uyguluyor. Dahası Suriye’deki rejimle, muhalefet arasında da köprü rolünü üstlenmek istiyor.
Bunlar sürpriz mi? Kesinlikle değil. Zira Putin Rusya’sının başından itibaren İslam dünyasına nasıl baktığını, o dönem İslam Konferansı Örgütü (şimdi İslam İşbirliği Teşkilatı) ile yakınlaşma çabalarını, daha da ötesi, yeri geldiğinde bir ‘hami’ rolü oynamak istediğini yakından takip edenler biliyor.
Burada Rusya açısından en temel zorluk, ABD öncülüğündeki uluslararası sistemin, Şii-Sünni ayrışması üzerinden algıladığı, hatta dayattığı tabloyu nasıl okuyacağı. İran’a yönelik Rus politikasının, Suriye’de ortaya çıkacak bir rejim değişikliğinden etkileneceği kesin. Ancak Rusya-İran ilişkilerini bundan ibaret görmek büyük yanılgı olur.
Putin-Medvedev eksenindeki büyük gücün, İslam dünyasındaki hesaplarından kolayca geri adım atmayacağı, Suriye örneğinde çok daha belirgin biçimde ortaya çıktı. Dostlarımı kızdırmak pahasına ifade edeyim ki, Türkiye en az ABD ile kurduğu stratejik ilişki kadar, hatta yakın gelecekte ondan daha fazlasını Rusya ile kurabilecek bir yeni politik kurgunun sinyallerini veriyor.
Türkiye’de devam eden kritik davaların seyrinin, bu yeni politik kurguyla ilgisi var mı diye soranlara cevabım şimdilik şu: Biraz Aleksandr Dugin okumanın zamanıdır.
15.03.2012 Star
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.