09 Kasım 2025
  • İstanbul18°C
  • Ankara14°C
  • İzmir17°C
  • Konya12°C
  • Sakarya15°C
  • Şanlıurfa19°C
  • Trabzon15°C
  • Gaziantep17°C

NASUHİ GÜNGÖR'DEN: SURİYE İÇİN NE YAPABİLİRİZ?

Türkiye’nin Arap Baharı’na gösterdiği ilginin yeterli olup olmadığı sıkça tartışılıyor.

Nasuhi Güngör'den: Suriye için ne yapabiliriz?

Model değil, tecrübe

‘Model’ tartışmalarına başından itibaren sıcak bakmadım. Hatta hayli abartılı bulduğumu da söyleyebilirim. Ancak şu anda rejim krizi yaşayan ya da yeni bir siyasi model oluşturan hemen her Müslüman ülkede, Türkiye’ye yönelik ciddi bir ilginin varlığını da görmek gerekiyor. Özellikle de AK Parti tecrübesi ilgi odağı.

Böyle bir ilgiden, ilişkiden ve beklentiler zincirinden söz edeceksek, listenin en üst sıralarına herhalde Suriye’yi yazabiliriz. Suriye’de Esad rejimine karşı ciddi bir direniş gösteren muhalefetin, Türkiye’den beklentileri olduğunu da biliyoruz.

Öte yandan Ankara temkini elden bırakmıyor. Sırtında da sanılandan çok daha fazla yumurta küfesi var. Bölgesel dengeler, kendi içindeki sorunlar, özellikle de Kürt sorunu ve terör, Türkiye’nin yapacağı her hamleyi dikkatle hesaplamasını beraberinde getiriyor. Beklentiler elbette haklı ve yerinde. Ayrıca bu kadar iddia sahibiyseniz, beklenti çıtasını da yükseltmiş oluyorsunuz.

Ancak bunun için daha uzun soluklu, sabırlı ve ciddi öngörüler içeren politikalar üretmek gerekiyor. Galiba sorunun kaynağı da burada.

Diyarbakır mı Erbil mi?

ORSAM (Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi) tarafından yayınlanan Ortadoğu Analiz Dergisi’nin son sayısında, Suriye’deki muhalefetle ilgili önemli bir dosya hazırlanmış. (Temmuz Ağustos 2011) Antalya’da bir araya gelen Suriyeli muhaliflerle sıcağı sıcağına yapılan söyleşilerde çarpıcı bilgilere rastlıyoruz.

Mesela Türkiye Kürtleri için de son derece önemli olan Haznevi ailesinden Şeyh M. Murat El Haznevi’yle yapılan konuşma, Türkiye’nin neyi eksik yaptığının adeta manifestosu gibi. Haznevi ailesi, Nakşibendi ve sadece Suriye’de değil, Türkiye’de de ciddi sayılara ulaşan bağlıları ve akrabaları var.

Bu söyleşiden öğrendiğimize göre Haznevi ailesinden önemli bazı isimler Kuzey Irak’ta Erbil’de kalıyor. Mesut Barzani onlara yakınlık gösteriyor ve çalışmalarını orada yürütüyorlar.

Bizim burada sormamız gereken soru gayet açık: Türkiye ile bu kadar yakınlığı ve ayrılmaz bağları olan bir ailenin mensupları niçin mesela Diyarbakır’da değil de, Erbil’de faaliyet göstermektedir?

Cevabı da açık. İddialarımızla mütenasip işler yapmak konusunda pek maharetli değiliz ne yazık ki. Suriye ile aramızdaki asıl yakınlığı oluşturan damarları canlandırmayı ne yazık ki bugüne kadar akıl edemedik. Hala yakın coğrafyamızda yaşayan Kürtlerin kaderinin bizimle bir ve bütün olduğunu idrak edemiyoruz. Onlar da kendilerine yakınlık gösterenlerle birlikte hareket ediyor.

Yeterince açık değil mi?

26.08.2011 Star

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.