09 Kasım 2025
  • İstanbul14°C
  • Ankara6°C
  • İzmir16°C
  • Konya6°C
  • Sakarya12°C
  • Şanlıurfa15°C
  • Trabzon17°C
  • Gaziantep11°C

NASUHİ GÜNGÖR'DEN: TÜRKİYE NEYE DİRENİYOR?

Ankara’da devletin zirvesinden gelen mesajlar aynı yönde. ‘Suriye’ye yönelik bir askeri müdahaleye karşıyız.

Nasuhi Güngör'den: Türkiye neye direniyor?

Önce Rusya’da Ahmet Davutoğlu ve Sergei Lavrov arasındaki ayrıntılı görüşme ve imzalanan metin. Ardından Çin’in iki numaralı isminin Türkiye’de ağırlanması. Şimdi Başbakan Erdoğan’ın ilan edilen İran ziyareti.

Peş peşe okuduğunuzda daha anlamlı hale geliyor. Bu görüşme trafiği, Ankara’nın, Suriye politikasını birilerinin mahkum etmek istediği kıskaçtan kurtarmak istediğinin ifadesi aynı zamanda.

Dün Yeni Şafak’ta Abdülkadir Selvi’nin altını çizdiği gibi, tam da böyle bir dönemde Tayyip Erdoğan’ın hedef alınması, aynı zamanda yakın çevresine yönelik bir operasyonun başlaması manidar. Nitekim aynı operasyonun mimarları, bir önceki hamlede Dışişleri Bakanı Davutoğlu’na yönelik tuhaf ve çirkin yakıştırmaları masaya sürmüşlerdi.

Belli ki, birileri Ankara’nın dış politika kurgusundan, bu kurgunun kendilerine hizmetetmeyeceğinden bir hayli endişeli. Onun için şimdilik sabırla, dikkatle bu operasyonun satır aralarını okumaya devam edelim. Ama peşinen şunu da ifade edelim: Bize gazetecilik başarısı olarak sunulan her hamle, az önce çizdiğimiz çerçevede karşılık buluyor. Ankara güvenilmez bulunuyor, terbiye edilmek isteniyor, köşeye sıkıştırılıyor.

Mesele gayet açık. Ayrıca öngörülemez ve güvenilmez bulunan aktörlerin başında kimin olduğu da çok açık.

İşte bu yüzden hedef Erdoğan, işte bu nedenle ona ömür biçmeye çalışanlar bir kez daha sahnede.

Hadsizliğin bu kadarı!

Birkaç istisna dışında bugüne kadar hiçbir meslektaşımla polemiğe girmedim. Kişiler üzerinden değil, düşünceleri merkeze alarak tartışmayı uygun buluyorum. MİT konusunda ortaya çıkan krizde de gördüğümüz üzere, belden aşağı vurmak, konuyu mecrasından saptırmak gibi yaklaşımlar bir hayli yaygın. Bu tuzağa düştünüz mü bir daha çıkamıyorsunuz.

Fakat birkaç gündür maruz kaldığımız psikolojik operasyon, hepsinin ötesine geçti. ‘O bunu dedi, bu bunu söylemiş’ üzerinden, ülkenin en önemli siyasi aktörü hakkında sözüm onahaber ve yorum aktarmak, bir siyasi projenin parçası değilse nedir? Aklınıza geleni yazıp, yanına konunun muhataplarından birkaç cümle ekleyince haberciliğin kuralları yerine gelmiş mi oluyor?

Anlaşıldı, zor günler yaşayacağız. Birileri belden aşağı vurmanın belki de hiç görmediğimiz örneklerini sergileyecekler. Ama hiç olmazsa hangi projenin uzantısı ya da parçası oldukları konusunda dürüst olsunlar.

Gerçi bunu söylemelerine hacet yok. Kafanızı kaldırıp iç politikanın ve dış politikanın gündemine bakmanız yeterli. Sağlığı üzerinden mesnetsiz ve yakışıksız operasyonlar yaparak Erdoğan’ı siyaseten güçsüzleştirmek, bunu başarabilirlerse, Türkiye’yi malum projelere ikna edebilmek.

Bakalım nereye kadar...

09.03.2012 Star
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.