- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
09 Kasım 2025- İstanbul20°C▼
- Ankara12°C
- İzmir19°C
- Konya15°C
- Sakarya19°C
- Şanlıurfa24°C
- Trabzon18°C
- Gaziantep20°C
NASUHİ GÜNGÖR'DEN: ULUDERE FOTOĞRAFI NETLEŞİRKEN
Uludere’de yaşanan facianın ardından ortaya çıkan tartışmalar, söz konusu olayı değerlendirmenin çok ötesinde anlamlar taşıyor.

Davutoğlu Tahran yolcusu
Süreci doğru okumanın bir diğer önemli göstergesi, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun ani bir kararla Tahran yolunu tutması. Irak’taki Tarık Haşimi operasyonunun ardından ortaya çıkan tablo, Ankara-Tahran hattında acilen ele alınması gereken başlıklar üretmişti zaten.
Gündemin ne olduğunu sormak bile anlamsız. Bu ziyaretin asıl önemli başlığı, ABD ve İran arasında giderek tırmanan tehlikeli restleşme. Ahmet Davutoğlu, İran’daki muhataplarına böyle bir gerginliğin yol açabileceği sorunları hatırlatacak. Nitekim Hürmüz Boğazı’nda devam eden gerginliği, tüm dünya yüreği ağzında izliyor.
Bakan Davutoğlu’nun şu sözlerinin altını çizelim: ‘Bölgesel bir soğuk savaş’ çıkarmak isteyenler var, bunu açık söyleyeyim. Bölgesel bir soğuk savaşı engellemeye kararlıyız. Bölgesel bir mezhep gerilimi, bütün bölge için bir intihar olur.
‘Bölgesel soğuk savaş’ sözünü bundan sonra daha sık duyacağınızdan emin olabilirsiniz.
Bataklıktan kurtulmak
Tablo çok da karmaşık değil aslında. Türkiye, bir yandan bölgenin iflah olmaz çıbanbaşı ülkesinin gizli açık operasyonlarına maruz kalırken, diğer yandan da Tahran-Şam-Bağdat ekseninde ortaya çıkan, neredeyse tüm bölgeyi etkisi altına alan ayrışmanın önüne geçmeye çabalıyor. Türkiye, böyle bir eksenin karşı tarafına oturtulan bir dengenin, daha doğrusu bataklığın bir parçası olmamak için direniyor.
Kolay mı? Tarihsel derinliği olan fay hatlarına, özellikle de mezhep konusuna baktığınızda gerçekten çok zor. Ama birileri bu gidişe dur demek zorunda.
Tekrar vurgulamakta fayda olabilir. Böyle bir tabloda Uludere’de yaşananları, ortaya çıkan tartışmaları, tavır alışları ya da hedef göstermeleri bir kez daha gözden geçirmekte yarar var.Bu olayın ortaya çıkışı ve Türkiye’nin yaşadığı sarsıntı, hak, özgürlük, Kürt sorunu tartışmalarından çok daha büyük ve çok daha kapsamlı.
Başbakan Erdoğan’ın grup konuşmasını, hamasetle, milliyetçilikle, devletleşmekle suçlayanlar, nasıl bir coğrafyada bizi nelerin beklediği konusunda umarım bir fikir sahibidir. Türkiye’nin aldığı mesafeyi, demokratikleşme sürecini, asla ve asla hiçbir gerekçeye ya da maslahata kurban etmeyelim. Sonuna kadar evet.Ama sorunun farklı boyutlarını da görelim diyorum, hepsi bu.
05.01.2012 Star- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.