- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
08 Kasım 2025- İstanbul15°C▼
- Ankara11°C
- İzmir14°C
- Konya10°C
- Sakarya14°C
- Şanlıurfa17°C
- Trabzon17°C
- Gaziantep14°C
NASUHİ GÜNGÖR'DEN: YENİ TÜRKİYE VE YENİ EKONOMİK MODEL
Önce yapımından senaryosuna kadar karanlık bir film. Ardından İslam dünyasında ortaya çıkan gösteriler, sonrasında ABD’nin Libya Büyükelçisi’nin ölümüne yol açan saldırı.

Bu iki seçenekte de dünyanın dört bir yanında bekleyen/ertelenen sorunlar üzerinde daha etkin ve savaşçı bir Amerikan politikası göreceğiz. Bunun Türkiye’nin lehine olacağını söylemekse hiç kolay değil.
***
Söz Türkiye’ye gelmişken, bu tablodan biz ne çıkarmalıyız. Başka bir ifadeyle ve dün sorduğumuz yerden devam edersek, Türkiye’deki siyasi mimari bu yakıcı süreçten nasıl etkilenecek?
Elbette yeniden şekillenecek, siyasetin eskiyen hücreleri yenilenecek. Başka bir deyişle, ‘zamanın ruhu’ndan uzak yapılar, aktörler tasfiye edilecek.
Bundan yıllar, ama uzun yıllar önce olsaydı, ülkemizde bu tür değişimler genelde bir askeri darbe üzerinden gerçekleşirdi. Biz darbenin demokrasimize ve ülkemize verdiği zararları tartışmaya başladığımızda, darbenin kurguladığı yapı üç aşağı beş yukarı hayata geçmiş olur ve tuhaf bir yenilenme yöntemiyle yolumuza devam ederdik.
Türkiye’nin devlet yapısı, bürokratik düzeni, entelektüel hayatının cılızlığı ve daha pek çok eksiği üzerine nice söz söylenebilir. Ama bir konuda haksızlık etmeyelim. Dünyanın nereye gittiğini öngörebilme konusunda, en azından sezgisel olarak hayli başarılı olduğumuzu söyleyebiliriz. Sözgelimi 12 Eylül cuntasının, Türkiye’de 24 Ocak kararlarını devam ettirmekte hiçbir tereddüt göstermemesi, Turgut Özal’ın sahneye çıkışı ve ardından şekillenen ve neredeyse tüm siyasi partilerin ‘amentü’ gibi programlarına aldığı ‘piyasa ekonomisi’ modeli başka türlü açıklanamaz.
***
Demek ki öncelikle bakmamız gereken başlıklardan biri, yeni dönemde nasıl bir ekonomik modelin olacağı. AK Parti hükümetlerinin ekonomi politikalarında ‘finans’ merkezli anlayışın temsilcilerinin ağırlık taşıdığı malum. Nitekim bu durumu Kemal Derviş programının devamı olarak yorumlayanlar haksız sayılmaz. Derviş’te olmayan siyasi güç ve toplumsal karşılıktı; AK Parti’de ise bu fazlasıyla vardı ve program o nedenle başarılı oldu.
Ancak bu modelin yeni dönemde ne kadar devam edebileceği hayli tartışmalı. Neredeyse ekonominin hiç konuşulmadığı, liberal modelin dünyanın tek alternatifi gibi dayatıldığı bir ülkede, siyasetin yeni bir ekonomik model üzerinde kafa yorması ve bunu hayata geçirmesi mümkün mü?
Mümkün ve en az o kadar da zorunlu. Şaşırtıcı olan bunun yine Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılacak olması.
14.09.2012 Star- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.