NASUHİ GÜNGÖR'DEN: YÖK, KATSAYI VE GELECEK

Katsayının kaldırılmasını eleştirenler, düzenlemenin imam-hatip liseleri için yapıldığını öne sürüyor. Düzenlemeye baktığınızda ise tablo çok açık. Tüm meslek liselerinin önündeki katsayı engeli ortadan kalkmış oluyor. Bunlar arasında elbette imam-hatip liseleri de var.

Dönüp dolaşıp konuyu 28 Şubat’a getirenler, esasen bir yönüyle çok haklı. 28 Şubat, adaletin rafa kaldırıldığı, hukukun keyfiliklere kurban edildiği, yoktan sebeplerle dindar insanların hedef alındığı, hatta bizatihi ‘din’e savaş açılan bir dönemdi.

O öfke, gün oldu milletin seçtiği, ama yemin etmesine izin verilmeyen Merve Kavakçı’nın minicik yavrularına okul önünde tacize dönüştü. Gün oldu millete ‘yarasa’ diye hitap edenlerin iktidarına dönüştü. Gün oldu, milletin kendi imkanlarıyla Anadolu’nun dört bir yanında inşa ettiği imam-hatiplerin kapısına kilit vurdu.

O kirli dönemin mimarlarını milletimiz çoktan siyaset mezarlığına gömdü. Ayakta kalıp işi pişkinliğe vuranlar, bugünkü iktidara yaranmak için kapı kapı gezip taklalar atmakla meşgul. Umreye gideni mi ararsın, hedef gösterip yurdundan sürüp çıkardığı insanların mezarında timsah gözyaşı dökenleri mi.

İşte o öfkeydi sırf imam-hatip okullarına duyduğu kin üzerinden meslek okullarını yerle bir eden. Bugünkü katsayı düzenlemesini “imam-hatiplere özel’ diye eleştirenler, 28 Şubat döneminde bu okulları hedef alan ‘öfke’yi unuttu nedense.

Peki ya gelecek?

Katsayının kaldırılması elbette sorunu tümüyle çözmüyor. YÖK üzerine düşeni yaptı; şimdi sıra başta Milli Eğitim olmak üzere diğer sorumluluk sahiplerinde.

Bir: Memleketimizin hala çok ciddi bir meslek lisesi sorunu var ve bu okullardaki müfredat üzerinden mesleki eğitim sorununu çözmemiz imkansız.

İki: İmam-hatip okullarının önündeki engelin kaldırılması, din eğitiminin önündeki engellerin kaldırıldığı anlamına gelmiyor. Kur’an kurslarını da içine alan cesur adımlara ihtiyaç var. İnsafa yahut göz yummaya değil, hukuki düzenlemelere ihtiyacımız var.

Üç: Bölgesinde bunca iddia sahibi bir ülkenin, hala din-devlet ilişkilerinde pek çok sorunla birlikte yaşaması kabul edilebilir değil. Mutlaka ve hayatın her alanında başörtüsü konusundaki yasakların kaldırılması gerekiyor.

Değerleriyle barışık olmayan bir ülkenin başkasına söyleyecek sözü de olamaz.